Toplum Eleştirisi

Çocuk doğurmanın bir mucize olduğu inanışı nereden geliyor? Ben bu olayı kaçırmışım, tamam. "'Bu bir mucize, çocuk doğurmak bir mucize.'" Hayır, değil! Yediğin yiyecekleri kıçından bok olarak sıçmaktan öte bir mucize değil! Bir kimyasal reaksiyon, sadece bundan ibaret. Neyin mucize olduğunu bilmek isterseniz: Sinemada konuşmayan bir çocuk yetiştirmek. İşte, işte, işte size mucize. Her dokuz ayda bir, dünyadaki herhangi bir erkek ve kadın, bu vıyaklayan yavrulardan birini çıkarabiliyorsa, bu mucize değildir.

Yeri gelmişken, burada reklamcı ve pazarlamacı birileri varsa... kendini öldürsün. Hayır, hayır. Bu sadece küçük bir fikir. Sadece tohum ekmeye çalışıyorum. Belki günün birinde kök salar - bilmiyorum. Deneyin, elinizden geleni yapın. İntihar edin. Cidden yine de eğer öyleyseniz, yapın. Yaptığınızın akla uygun bir tarafı yok ve sizler şeytanın küçük yardımcılarısınız. Pekala - intihar edin - ciddiyim. Sizler tüm güzel şeylerin berbat edicilerisiniz, cidden. Hayır bu bir şaka değil. Diyorsunuz ki "Birazdan espri geliyor." Hiçbir siktiğim esprisi gelmiyor. Sizler Şeytan'ın Dünya'yı zırva ve pislikle dolduran döllerisiniz. Sikildiniz ve şimdi bizi sikiyorsunuz. Öldür kendini. Ruhunu korumanın tek yolu bu, intihar et. Tohumlar ekiyorum. Biliyorum, tüm pazarlamacılar "Şaka yapıyor..." diyorlar. Yok öyle bir şey! Egzos koklayın, kendinizi asın, arkadaşınızdan silah ödünç alın - nasıl yaptığınız umurumda bile değil. Şu Dünya'yı uğursuz makineleştirmenizden kurtarın. Tüm pazarlamacıların şu an akıllarından neler geçirdiklerini de biliyorum: '- "Ooo, Bill'in ne yaptığını biliyorsun, pazarlamacı-karşıtı dolarlar yapıyor. Güzel piyasa, çok akıllı."' Hadi oradan, öyle bir şey yapmıyorum. Sizi lanet düzenbaz ahlaksızlar! '- "Ah, Bill'in şimdi ne yaptığını biliyorsun. Şimdi de erdemli öfke dolarları kazanıyor. Büyük dolar bu. Bir çok insan haksızlıklar karşısında öfke duyar. Araştırmayı tamamladık - Dev pazar. Güzel bir şey yapıyor."' Allah Kahretsin! Öyle bir şey yapmıyorum ben, sizi şeytan atmıkları! Bu gezegen üzerindeki her şeyin üzerine dolar işareti koymaktan vazgeçin! '- "Ooo, öfkeli dolar. Muazzam. Ekonomik gerileme zamanlarında olağanüstü. Devasa pazar, Bill bunu yapacak kadar zeki."' Tanrım, lanet bir örümcek ağına yakalanmışım. '"Ooo, yakalanmış dolar, büyük dolar, dev dolar... İyi pazar - Bizim araştırmamıza göre bir çok insan kendini kapana kısılmış hissediyor... Eğer kapana kısılmış ayağına yatar ve sonra onları yakalanmış dolarlara..."' Böyle bir hayatın nesini seviyorsunuz? Ve bahse girerim geceleri bebekler gibi mışıl mışıl uyuyorsunuz, değil mi? '- "Günün nasıl geçti hayatım?"' '- "Ah, biz arsenik.. ee.. çocuk yiyecekleri yaptık, iyi geceler." Horrr.. Bebekler gibi uyuyun, bu sizin Dünya'nız, değil mi?

Hislerimiz vahşileşiyor ve aklımız duruyor. Bayrak yakma sözkonusu olunca aman Tanrı'm, bu bazı siktiğim bastırılmış duygularını açığa çıkıyor. [Sinir krizi geçirerek:] '-"Bayrak! Bayrak! Bayrağı aşağılayamazlar!" Böyle demiyorlar tabii, şöyle diyorlar: '-"Eğer şu dingil o bayrağı yakarsa, muhtemelen hapse girmesine gerek kalmaz!"' Oldukça duyguları yıpratıcı değil mi? [Telaşlı, tedirgin, üzgün hareketler ile] '-"Hey ahbap, bir şey diyeceğim... benim babacığım bu bayrak için öldü!"' '-"Gerçekten mi? Ben benimkini satın aldım... Kmart gibi marketlerde satılıyor. Üç dolar."' '-"Benim babacığım bu bayrak için Kore Savaşı'nda öldü!"' '-"Ne tesadüf, benimki de Kore'de üretilmiş."' Siktiğim bayrağı için ölmedi o, bu sadece bir kumaş parçası. Baban bayrağın temsil ettiği, asıl özgürlüğün bu siktiğim bayrağını yakmak olduğu, şeyler için öldü.

(Kennedy suikasti) İşte çözdük, haydi Amerika yatağa. Hükümetiniz olayı tamamen çözdü. Haydi yatağa dön Amerika, hükümetiniz yeniden her şeyi kontrol altına aldı. İşte, Amerikan gladyatörleri buradalar. Bunu izle, kes sesini! Uyumaya devam et Amerika, işte Amerikan gladyatörleri buradalar. İşte 56 kanalın hepsinde. Şu hormon salgılayan beyni az gelişmişlerin birbirlerinin kafatasını patlatmasını izle ve özgürlük ülkesine yaşadığın için kendini kutla. İşte böyle Amerika. Özgürsünüz, 'söylediğimiz gibi davranmakta'. Söylediğimiz gibi davranmakta özgürsünüz.

Liste
Yükleniyor…