Üniversitedeki sol parti ajanlarının okumakla ilgileri yok. Geçimlerini partileri sağlamıştır. Görevleri anarşi ortamını ayakta tutmak! Okumak isteyen öğrencilerin önlerini kesmek; bıçakla, tabanca ile, molotofkokteylleri ile kapıları tutmak. Elebaşları da solcu profesör, doçent ve asistanlar.
- Henüz kategori yok.
-
13 Kasım Tarot Falı: Aşk, Kader ve Yeni Başlangıçlar S…13.11.2025
-
Fenerbahçe Efsanesi Tuncay Şanlı'ya Futbol Akademisi'n…13.11.2025
-
Epstein Dosyalarının Açıklanması İçin ABD Temsilciler …13.11.2025
-
Kuruluş Orhan'ın Üçüncü Bölümünde Toyda Tansiyon Yükse…13.11.2025
-
Çorum Gündemindeki Son Dakika Gelişmeleri13.11.2025
-
Clippers-Nuggets Maçında Cameron Johnson Sakatlık Yaşa…13.11.2025
-
Çorum'da Haftalık Hava Durumu Tahminleri Açıklandı13.11.2025
-
Afyon Hava Durumu: Önümüzdeki Günler İçin Detaylı Tahm…13.11.2025
-
John Travolta, Oğlu Ben'in Norveç'teki Etkileyici Dağ …13.11.2025
-
Gazze'ye Ulaşan Yardım TIR'larındaki Sağlıksız Gıda İd…13.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
siyaset
İçleri boşaltılarak molotofkokteylleri hâline getirilen yangın söndürme cihazları. Benzin bidonları ile bez sarılmış sivri uçlu sopalar. Bir yazı daha: "Senin malın benim malım. Benim malım gene senin malın. (Mao)" Orak çekiçli ... afişler, kulüp duvarında Ho Chi Minh'in resmi. Yerde Türk bayrağı, kokteyl kovası, telsiz verici anteni ve atılacak taşlar. İşte solcu gençliğin reformculuğu!
Erbakan laisizmi anayasadan kaldıracakmış. Ne kendisinin ne babasının ne dedesinin haddidir bu.
Ne demekmiş gelenekçilik? Osmanlı şartlarına dönmekten başka! Yere bağdaş kurup sinide elle yemek, kadını çuvala tıkmak, kızları satmaktan başka! Bir Erbakan 1909'da asılan Vahdeti’nin istediklerini isteyerek Konya’dan milletvekili seçilmiştir. O da başı takkeli gelenekçi!
Aydınlar azınlığı kara kalabalık içinde ne yapacağını şaşırır. Ahlakını bozmadıkça politikada başarı kazanamaz.
Bizde komünistlik de bayağılaşarak itliğe döndü. Orta Doğu Üniversitesinin işgal kaldırıldıktan sonraki hâlini gördünüz. Bu itler, eşine ancak Amerika'da rastlanabilecek o kültür sarayına layık mıdırlar? Gecekondularda oturan vatandaşlarımızın çocuklarını parasız yediren, içiren, barındıran, okutan kültür sarayını ahıra çevirenlere itten başka ne ad takabilirsiniz?
Şirretliği bu kadar ileri götürdüler. Ve sağı kuvvetlendirdiler. Şiddet şiddeti getirir, derler. Demek ki solcular şiddetçi. Ya komando sopalarından yakınmaları neden? Ya imam hatip okullarının saldırışlarından niçin şikâyetçidirler? Yarın halk TİP merkezlerini basarsa, öbür gün komandolar solcuların kafalarını kırarlarsa ne demeye hakları var? Meydan okuyan meydanın her cilvesine katlanmalı değil midir?
Bir yazar, Rusya'da kalemi ile yaşayabilmek için Kremlin diktalarının kopyacısı olmalıdır. Rusya, tek biçim kalıptan dökülme kafalar ülkesidir.
Solcular, ki devletleştirmeci sosyalistler de içlerindedir, kendilerine "devrimci"; sağcılar, ki şeriatçılar da içlerindedir, kendilerine "milliyetçi" adını vermişler. İkisi arasındaki on binlerce genç neci? Atatürk çocuklarıdır onlar. Sağcılar ve solcular, bir gün Atatürk'ün dediği üzere, "cumhuriyetin piçleridirler."
Politikacılık kanserine tutulan Türk partilerinin bir büyük eksiği var: vatanseverlik! Vatanı her türlü hırsların üstünde tutmak!
Namaz mitingcilerine göre ben de komünistim. Nasıl ki haydut yüzlü komünistlere göre gerici isem! Doğru yol bu ikisinin ortasındadır.
Hemen derslerimizi alalım: Bizim sol akım geridir. Geçen asır sloganları ile kıskançlık gibi, yağmacılık gibi ilkel insan zaaflarını işleyerek tutunmaya uğraşıp durur.
Şu 46'ncı 23 Nisan'daki hâlimize bakın: Sokağın solunda Rusyacı "Go home" çığırtkanları, sağında Ayasofyacı 31 Mart 1909 hortlakları... Nasıl bir daha o beyti hatırlamazsın: "Öyle bir nehr-i muazzam gibi cûş etmişsin - Fakat eyvah çorak yerde akıp gitmişsin!"
Kuvayımilliye günlerinde yeşil ve kızıl Mustafa Kemal'e karşı el ele vermişlerdi. Bugün de Atatürkçülüğe karşı el eledirler. Lenin, geriyi ayaklandırmıştı. Geri ve gerici, bir ülkede düzeni yıkmak isteyenlerin kolayca sömürdüğü en verimli kaynaktır.
Politikanın bir vatan hizmeti karakteri edinmesini istiyoruz. Atatürk sonrası bozgunculuğu suçu, başta sözde onun olmakla övünen parti olmak üzere bütün partilerindir. Politikacılarındır. Politikacılığı ikbal ve çıkar mesleği olarak seçenlerindir.
Böyle giderse bu memleketi, Yunanlardan kurtarır gibi, politikacılardan kurtarma davası alıp yürüyecek. En çok tutulan fikir akımı da o olacak!
Türkiye'de tek yabancı ajanlığı yapan, çoktan beri binbir vesikası ile bilindiği üzere aşırı solculuktur.
Ne çare ki vatanın kaderi vatanseverlerin değil, kendilerinden başkasını sevmeyen politikacıların elinde!
Türkiye'de Amerika ve NATO aleyhtarlığı tamamıyla, yüzde yüz kızıl enternasyonal tertibi ile onun yeraltı "kışkırtma ve propaganda" mekanizmasını ustaca işletmesi ile olmuştur. Türkiye'de Batı'ya karşı davranış Çinlidir, Rus'tur, Türk değildir.
Liselerde okuyan sivil gençlik ve Harp Okulu öğretimi gören subay; Batı'yı da Doğu'yu da gören ve görecek, sosyal adaletçilikle komünistliğin farkını anlayan ve anlayacak, Batı'daki sosyal adalet cennetleri ile Doğu'daki komünist cehennemleri arasında seçmeli kalınca hangisine kavuşmak için çalışılması doğru olduğuna karar veren ve verecek kültürdedir. Öyle bir kargaşa gününde büyük şehir çevrelerindeki gecekondu yüz binlerinin yağma akınlarına pek bel bağlayan Türk komünistlerinin, karşılarında nasıl çetin ve düzenci bir dayatış cephesi bulacaklarına da şüphe etmiyoruz.
"Zira ki ziyan ortada bilmem ne kazandık?" Sakın bu soruyu politika ödenekçileri ile resmî araba ve konaklara kurulmuş olanlara sormaya kalkışmayın: "Kör müsün?" deyiverirler.
Hemen Tanrı bu yurdu bereli, sakallı sağ ile Demirperde arkası slogancısı soldan korusun!
Demokrasinin ne gibi hürriyetler rejimi demek olduğunu Heriot bilir: O çeşit hürriyetler rejimine kavuşabilmek için vicdan ve tefekkürün bütün zincirlerini kırıp atmak lazımdır.