Demokrasi onlar için helvadan yapılmış bir put gibidir. Onların keyiflerine göre ise iyidir ama eğer hoşlarına gitmeyecek bir netice ortaya çıkarsa müşriklerin eskiden helvadan yaptıkları putları yedikleri gibi, demokrasiyi de yerler.
- Henüz kategori yok.
-
MasterChef Türkiye'de Şaşırtan Elenme: Çağlar Veda Etti09.11.2025
-
TCMB'den Altın Ekonomisi Analizi: Yastık Altı Miktarı,…09.11.2025
-
9 Kasım Günlük Burç Yorumları: Gezegenlerin Etkisiyle …09.11.2025
-
TOKİ Yüzyılın Konut Projesi Başvuruları Başladı: E-Dev…09.11.2025
-
İrem Derici ve Melih Kunukçu Aşkında Son Perde: Ayrılı…09.11.2025
-
Aynadaki Yabancı 6. Bölüm: Gerçekler Açığa Çıkıyor, Te…09.11.2025
-
Portekiz Ligi: Santa Clara, Sporting Karşısında Erken …09.11.2025
-
MasterChef Türkiye'de Haftanın Eleme Heyecanı: 7 Kasım…09.11.2025
-
8 Kasım 2025 Çılgın Sayısal Loto Sonuçları Belli Oldu:…09.11.2025
-
Ben Leman'da Gerilim Dorukta: Kaybolan Çocuklar İçin U…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Siyaset Eleştirisi
Medeni insanın en büyük başarısızlığı iktidarlardır. Gerçekten iyi bir iktidar hiç olmamıştır. En katlanılabilir olanları bile gelişigüzel, açgözlü, zalim ve kavrayışsızdır.
Hrant Dink cinayetinden sonra liberal 'aydınlar', milliyetçileri ırkçılıkla itham ediyor. Kamplar kutuplaşırken, kendilerinin demokrat, iyi, ileri, barışçı, milliyetçilerinse despotik, kötü, barbar, geri olduğunu kanıtlamaya çalışıyor gibiler. Bu çabalar boşuna.
Politik meclisler dâhilerin, şöhretlerinin en az tanındığı yerlerdir. Orada sadece zaman ve mekana uygun zekalar itibar görür ve vatana değil partilere hizmet değer kazanır.
Az gelişmiş ülkelerin devlet adamları, konuşmalarında normal olarak yok olması gereken bir saldırganlık ve öfke tonunu sürekli korur.
Bir katilin, bir hırsızın başbakan olduğu bir cumhuriyette, dürüst kişilerin yerinin ya mezar, ya cezaevi olduğunu anlayabilmek zor bir şey olmasa gerek.
Bu memlekette canı sıkılan turşu kurar gibi parti kuruyor, siz de kurun bakalım. Mal da yalan, mülk de yalan, var biraz da sen oyalan.
21. yüzyılın başlangıç yıllarında Washington, dünya egemenliği elde etmek için ABD Anayasası'nı, kuvvetler ayrılığını, uluslararası hukuku, hükümetin hesap verme yükümlülüğünü imha etti ve her ahlaki prensibi feda etti. Bu hırslı gündeme Washington büyük aç gözlük merkezi Wall Street'le ilgili tüm düzenlemeleri kaldırdığı, Wall Street'in kısa dönemli ufkunun ABD ekonomisini tahribine izin verdiği, bu yüzden Washington'un dünyadaki saldırısının iktisadi temelini tahrip ettiği zamanla eş zamanlı olarak girişiliyor.
Adı konsa "diktatörlük" derdim sansürlemeye, Serbest olsaydı zaten etmezdim küfür hiç kimseye,
Siyasi arenada umut kalmamıştır. Dünyanın hiçbir yerinde siyaset, bir şeyleri düzeltmemiş aksine her şeyi daha da beter etmiştir.
Popüler demokrasiyle insanlığın emniyeti bağdaşmıyor. Popüler demokrasi insanları cehalete mahkûm ediyor. Cahil toplumlar çöker.
Politikacılar her zaman bir sonraki seçim için gerçekçi manevralar yaparlar. Temel problem çözücüler olarak modası geçmiş durumdalar.
Bir politikacıdan bizi yönetmesini istemek, köpeğin kuyruğundan köpeğe liderlik etmesini istemektir.
Amerika'nın politik durumunu hemen şimdi burada size göstereyim. '- "Sağ elde sağcı kuklalar, sol elde solcu kuklalar... Hey, durun bir dakika, bu iki kuklayı elinde tutan biri var."' '- "Kes sesini! Yatağa geri dön Amerika. Hükümetiniz durumu kontrol altına aldı. İşte Love Connection (bir evlendirme programı). Bunu izle, aptallaş ve kilo al ve bu arada bira içmeye de devam et, seni gerizekalı.'
Dünya'yı önce silahlandırıp, sonra bu silahları yok etmek için askeri birlikler gönderilmesinden usandım! Anlatabiliyor muyum? Bu küçük ülkeleri durmadan silahlandırıp, sonra gidip bütün bu boku onların üzerine atıyoruz. Dünya'nın kabadayıları gibiyiz. "Shane" filmindeki Jack Palance'a benziyoruz. Çobanın ayakları dibine bir silah fırlatıp: '- "Al onu."' '- "Almak istemiyorum bayım, beni vuracaksınız."' '- "Silahı al."' '- "Bayım, bela istemiyorum. Buraya sadece çocuklarım için şekerleme ve karım için damalı kumaş almaya geldim. Bunun nasıl bir kumaş olduğunu bile bilmiyorum ama haftada 10 kez bunun için dırdır ediyor. Bela aramıyorum bayım."' '- "Silahı al. [Çoban silahı alır - İki el ateş sesi] Hepiniz gördünüz... Silahı vardı!"'
Biliyorsunuz Irak için silahlandık ve buna da çok şaşırdım. Körfez savaşı sırasında şu istihbarat raporları gelirdi : '- "Irak: İnanılmaz silahlar, inanılmaz silahlar!"' '- "Nereden biliyorsun?"' '- "Ah, şey... faturalarına baktık... Çekler ödenir ödenmez giriyoruz. Banka kaçta açılıyor, 8 mi? 9'da oradayız. Tanrı adına gidiyoruz, demokrasi adına.. işte şurada anne karnındaki bebek, işte burada Hitler! İstediğin kavram hangisiyse onla motive ol, hadi gidiyoruz!"'
Seçimin sonlarına doğru Bush oyları satın almaya çalıştı. Herkese silah satışını yaygınlaştırarak "askeri-endüstriyel kompleks"in oylarını kendine çekmeye çalıştı.. Kore'ye 160 savaş uçağı, Kuveyt'e 240 tank sattı ve sonra çıkıp neden "başkomutan" olması gerektiğiyle ilgili konuşmalar yaptı: Çünkü...: '-"Hala tehlikeli bir Dünya'da yaşıyoruz."' Sayende, seni sik kafalı! Ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Geçen hafta Kuveyt'in elinde taştan başka bir şey yoktu! Lanet dünyayı silahlandırıyorlar.
Bu haberler kıyamet alameti. Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle birlikte her şeyin daha iyi olacağını düşünmediniz mi? Kaçınız benim gibi buna inanacak kadar aptaldınız? '- "Vay sona erdi. 40 yıl süren nükleer silah tehdidi, sona erdi. Harika, harika!"' YANLIŞ! Şimdi 12 farklı ülkede daha nükleer silah var - 12 kat daha kötü, siktir git! Hayat şimdi daha zor. Çok çalış! Ama iş de yok? Cehenneme git, hahaha.