savaş

Doğuda Şantung Ovasına kadar ordu sevk ettim, denize ulaşmamıza az kaldı. Güneyde Tokuz Ersin'e kadar ordu sevk ettim, Tibet'e erişmemize az kaldı. Batıda İnci ırmağını aşarak Demirkapı'ya kadar gittim. Kuzeyde Yir Bayırku'ların toprağına ordu sevk ettim. Bunca yerlere Türk adını, Türk şanını alıştırdım.

"Anadolu Apo’ya mezar olacak" diye bağırıyorlar. Şimdi bunların içinde bomba patlatmak hakkımızdır. Bize mezar diyene biz de mezar yapabiliriz.

Savaş denen bu dehşeti kim sever ki? Belki et yiyenler, daha önce öldürmüş olmaları itibariyle, (kuşları, memelileri, o narin yaralı geyiği, tilkileri) öldürme ihtiyacını yeniden hisseder. Kasap kanlı önlüğüyle kan akıtmayı, cinayeti körükler. Neden olmasın? Yavrucuk bir buzağının boğazını kesmekle kardeşlerimizin boğazını kesmek arasında yalnızca bir adım var. Bizzat bedenlerimiz katledilmiş hayvanların canlı mezarı konumundayken, yeryüzünde ideal yaşam koşullarını nasıl bekleriz?

Savaşların var olmasının sebepleri, mantığı kullanmanın, ikna etmenin, diyalogların başarısız olması ve iki değişik tarafın kavgasının sabitleşip, şiddete dönüşme tehdidi içinde olmasıdır.

RAB uluslar arasında yargıçlık edecek, Birçok halkın arasındaki anlaşmazlıkları çözecek. İnsanlar kılıçlarını çekiçle dövüp saban demiri, Mızraklarını bağcı bıçağı yapacaklar. Ulus ulusa kılıç kaldırmayacak, Savaş eğitimi yapmayacaklar artık.

Ortadoğu ve dünyadaki büyük savaşlar, Doğululaşmaktan daha çok Batılılaşmaya verilen önem ve ağırlıktan kaynaklanıyor. Ortadoğu'da son iki yüzyılda, iki medeniyet her alanda kıran kırana savaşıyor. Seküler Batı medeniyeti, bir gül bahçesine düşen göktaşı gibi, kutsal kaynaklara dayanan Doğu medeniyetinin bütün değerlerini yerle bir etti.

Liste
Yükleniyor…