Sanat

Aslında tiyatro gerek mutfağıyla gerek sahnesiyle derin bir sessizlik ve tekrardan sonra zirve yaşıyor son dönemlerde. Gerçi adına alternatif tiyatro deniyor, onun bir kavram kargaşası olduğunu düşünüyorum. 90’larda çıkan özgün müzik kavramı gibi. Ama adı ne olursa olsun çok umut verici gelişmeler bunlar.

Seslendirme sanatçılığı çok saygı duyduğum bir meslek. Başlı başına farklı bir alan, içerisinde bir sürü parametreler var. Ben reklam seslendiriyorum sadece. İşimi yaparken de eğleniyorum. Stüdyo benim için bir oyun bahçesi.

Şiir bir mimari eser gibidir. Uygun olmayan bir taş nasıl ki eserde sırıtırsa, şiirin taşları olan kelimeler de böyledir. Uygun olmayan bir kelime hemen belli eder kendisini. Mimari bir eser titizliğiyle örülmesi gereken şiir için artık düzensizlikten ve sistemsizlikten söz edilebilir mi? Elbette ki hayır. Eğer şiir düzensizliğe mahkûm edilirse ne idiğü belirsiz, rengi ve endamı bozuk yapılara benzer. Böyle de oluyor nitekim.

Lütfen bana söyler misiniz, Türkiye'nin kaç Fazıl Say'ı var? Hani şu, çeşitli konularda duymaya alışmadığımız sözlerinden dolayı yerden yere vurduğumuz Say'dan söz ediyorum. Acaba kaç müzisyenimiz O’nun kadar üretkendir? O’nun kadar uluslararası alanda şöhreti yakalamıştır? Evet, var tabii. Ancak bir elin parmak sayısını geçmez.

Ben genç bir ressamken sanatçılar yalnızdı. Ne galeriler vardı ne alıcılar, ne de eleştirmenler. Para da yoktu. Ama bu ressamlar için altın bir çağdı. Kaybedecek bir şeyimiz yokken kazanacak çok şey vardı. Bugün her şey çok değişti. Kendimi bambaşka bir gezegende yaşıyormuş gibi hissediyorum. Bu yalnızca bir eylem, üretim ve tüketim dünyası. Dünyanın büyük güçleri tarafından bu anlamsız ve karmaşık yaşama itilenlerin birçoğu ümitsizlikle geçmişin huzurlu sessizliğini arıyor. Köklerimizden koparıldık. Onları tekrar bulmak zorundayız.

Liste
Yükleniyor…