Doğa

Bir güz akşamı kadar hüzünlü sakinlikte hiçbir şey yoktur. Işıklar, ürpertili havada donuklaşır, yaşlanmış ağaçlar yapraklarını dökerler, yazın ateşli aydınlıklarıyla kavrulan kırlar, ilk soğuk rüzgârlarla birlikte ölümün geldiğini hissederler.

Yıkıcı güçler birçok bitkiyi yok eder, ama bitkiler yine de yeşermeye devam eder. Piramitler bir papatyanın dayanıklılığına asla ulaşamaz. Bülbüller Buddha'nın ya da İsa'nın sözlerinden önce de ötüyorlardı, onların sözlerinin unutulmaya yüz tutmasından nice sonra da ötmeye devam edecekler. Çünkü bu, ne vaazdır, ne öğreti, ne emir ne de baskı. Bu yalnızca şarkıdır. Ve başlangıçta Kelime yoktu, cıvıltılar vardı.

Biz böcekler, otlar, kuşlar ve çiçeklerle konuşarak büyü
dük. Yıldızlar altında yattık. Toprak döşeğimizdi, bahar yağmurları yalnızlığımız, çiçekler sevdamız. Bu yüzden fark etmeyi öğrendik. Yine bu yüzden yüreğimiz hep zengin ve genç kaldı.

Her insan için toprakta yeni bir hayat var. Ağaçlarda yorgun zihinler ve aşırı yüklü benliğimiz için şifa vardır, eğer sadece gözlerimizi kaldırırsak tepelerde güç vardır. Unutmayın ki doğa senin harika restoranın.

Liste
Yükleniyor…