Doğaya dönüp hayvanlarla birlikte yaşayabileceğimi sanıyorum. Onlar hallerinden hiç şikayet etmiyorlar. Hepsi hayatından memnun.
- Henüz kategori yok.
-
Fransa Ligue 1'de Marsilya - Brest Maçı: Kritik Randev…08.11.2025
-
Mevsimlik Lezzetlerle Sonbahar Sofralarına Özel Risott…08.11.2025
-
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi Hedefi ve Mali Zaferle…08.11.2025
-
Sevilla'dan Tarihi Zafer: 14 Yıllık Hasret Guadalquivi…08.11.2025
-
Suudi Arabistan Pro Lig: Al Fayha - Al Akhdoud Karşıla…08.11.2025
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Doğa ve İnsan
Doğa herkese kendi yarattığını sevip okşama içgüdüsünü verir: Karga da, maymun da kendi yavrularına gülümser yalnız.
Aslında doğada nesli tükenmekte olan tür "doğadaki insan"dır. İnsan doğadan kopmasaydı bu kadar canlı türü yok olmamış olurdu...
Doğanın kusursuz işleyişinin temeli sevgi ve iyilik. Ben, doğa sayesinde vicdanımın sesini duymayı keşfettim.
Deniz sonsuzluk gibi bir şey. Belki onunla iç içe olmak, belki de boy ölçüşmek istiyorum.
İnsan ayaklarında kök salıyor ve en iyi ihtimalle, tabanlarının sevgi dolu ve manyetik dokunuşuyla toprakla iletişim Kurana kadar evinde veya arabasında bir saksı bitkisinden başka bir şey değil.
Doğa her zaman yanımızda, kalbi hareket ettiren, zihne hitap eden ve hayal gücünü ateşleyen vücuda sağlık, akıl için bir uyarıcı bir sevinç.
Doğanın tüm güçleri kendi yollarına gider; insan onlardan yararlanır ya da elinden gelenin en iyisini yapar.
Kedilerimin kardeşiyim, inceliği ve mahcubiyeti onlardan öğrendim. Beni turnasız türkülerin beni solgun bir kedinin kalbinde unuttular.
Sorun, kendimizi doğanın parçası olarak görmememiz. Kertenkele, dut ağacı, domuz kadar doğalız. Doğa bizden öteymiş, ayrı canı varmış, hatta canı yokmuş gibi davranıyoruz. On binlerce yıl süren avcı toplayıcı dönemimizde, kısmen de tarım toplumunda böyle değildik. Sanayileşmeyle birlikte doğayı ötekileştirdik. Canına kıyar olduk. Yaşadığımız bir geçiş dönemi.
Hiçbir karanlık düşünce yoktur ki, denizin ve havanın etkisine karşı koyabilsin.
Açık yerlerde insan bir dışarılık, bir öteleyiş duyar. Sanki ufkunuz genişler, varlığınız enginleşir.