Sonra bilimsel bir hızar makinesının başına geçtim, hızar fabrikası da denebilir, öyle düşünüyordum, tutarsız, kaba olanları, kesip atıyordum. Önce durdurmak üzere hücuma geçtiler ve sonra sustular; ancak, hızarların kütükleri keserken iç yakan bir sesi vardır, hep duydum.
- Henüz kategori yok.
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
-
Premier Lig'in Zirve Yarışında Tottenham-Manchester Un…08.11.2025
-
Hull City, Portsmouth Karşısında Evinde Galibiyet Arıy…08.11.2025
-
Sakaryaspor - Serikspor Karşılaşması Öncesi Son Durum …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Bilimsel Yöntem
Doğanın fenomenlerini keşfetmeye çalışıyoruz. Onu yeniden yaratmıyoruz, sadece evrendeki olayları tekrar ediyoruz. Bunun sonucunda evrende olmayan yeni bir şey çıkmıyor ortaya.
Bir toz zerresinde yaşayan ufacık canlılar olan bizler, Samanyolu'nun yıldızları arasına uzay mekikleri yollamayı nasıl başardık? Sadece birkaç yüzyıl önce, yani kozmik zamana göre yalnızca bir saniye önce, nerede ve hangi zamanda olduğumuza dair hiçbir şey bilmiyorduk. Kozmosun geri kalanından bihaberdik. Bir tür hapishanede, bir ceviz kabuğuyla sınırlanmış ufacık bir evrende yaşıyorduk. Bu hapishaneden nasıl kurtulduk? Bu başarı, beş basit kuralın izinden giden kuşaklar dolusu araştırmacının eseridir: Otoriteyi sorgula. Hiçbir fikir, birisi doğru olduğunu söylüyor diye doğru değildir; ben de dahil. Kendin düşün. Kendini sorgula. Hiçbir şeye, sırf inanmak istediğin için inanma. Bir şeye inanmak, onu gerçek yapmaz. Fikirleri, gözlem ve deneylerden elde edilen kanıtlarla test et. Çok beğendiğiniz bir fikir, iyi kurgulanmış bir testi geçemiyorsa yanlıştır. Yola devam et. Kanıtlar sizi nereye götürüyorsa oraya gidin. Elinizde hiç kanıt yoksa, peşin yargıda bulunmayın. Belki en önemli kural da şudur: Unutmayın; yanılıyor olabilirsiniz!
Teorilerimizin hepsini en sonunda gerçekler test edecek ve nihayetinde haklarında değerlendirilmeleri için başvurabileceğimiz yalnızca tarafsız bir jüri olabilir.
Evrenin sonlu mu yoksa sonsuz mu olduğu tartışmasını fizikçilere bırakalım ve Dünya’nın iki kutup arasında, küre şeklinde olduğunu kesinkes kabul edelim.
Şimdi söylediğim şeyler belirsiz olabilir, ancak uygun yerlerinde daha açık hale getirilecekler.
Olguların sınavından geçmeyen hiçbir önermeye güvenmem. Beni izleyen, benim gibi gerçeğe yönelen herkes birkaç olaya bakıp acele yargılara ulaşmaktan kaçınmalıdır. Kişiyi uzun deneyimler aydınlatır ancak...
Fikirlerimizin son bir kanıtı, ancak burada tartışılan tipteki mutasyonlarla bir proteinin amino asit dizisinde üretilen değişiklikler üzerine yapılan ayrıntılı çalışmalarla elde edilebilir.
Kodun gerçekten de mantıklı bir temeli varsa, o zaman tüm kanıtları hem iyi hem de kötü olarak değerlendirmek için herhangi bir girişimde bulunmak meşrudur.
Artan mesafe ile bilgimiz kaybolur ve hızla kaybolur. Sonunda, loş sınıra ulaşıyoruz - teleskoplarımızın en üst sınırları. Orada, gölgeleri ölçüyoruz ve neredeyse daha önemli olan yer işaretleri için hayalet ölçüm hataları arasında arama yapıyoruz. Arama devam edecek. Ampirik kaynaklar tükenene kadar, rüya gibi spekülasyon alanlarına geçmemiz gerekmiyor.
Orada gölgeleri ölçüyoruz ve neredeyse daha önemli yerler için hayalet ölçüm hataları arasında arama yapıyoruz.
Fikirlerimizi doğrulamak için asla deneyler yapmamalıyız, sadece onları kontrol etmeliyiz.
Karmaşık bir hipotezi denemeden önce, basitleştirmenin gerçekleri eşit derecede iyi açıklayamayacağından emin olmalısınız.
Bilimde, bilim adamlarının sıkça 'Biliyor musunuz, bu iyi bir argüman; benim fikrim sanırım yanlış' dediğini duyarsınız. Ve sonra fikirlerini değiştirirler ve onlardan artık eski bakış açısını bir daha duymazsınız. Bunu gerçekten yaparlar. Olması gerektiği kadar sık yapmazlar, çünkü bilim adamları da insandır ve değişiklik çoğu kez zordur. Fakat bilimde her gün olur bu tür bir şey. Politikada veya dinde ise böyle bir şeyin en son ne zaman olduğunu hatırlamıyorum bile.