#uyarı

İsrailliler arasında yalancı peygamberler çıktığı gibi sizin aranızda da yalancı öğretmenler bulunacak. Bunlar kişiyi mahva sürükleyen karşıt görüşleri topluluğa sokacaklar. Kendilerini satın alan egemen Rabbi bile inkar edecek, kendi kendilerini ivedilikle mahva sürükleyecekler. Onların soysuzluğunu birçokları izleyecek. Onlar yüzünden hakikat yolu kötülenecek. Bu yalancı öğretmenler açgözlülükle düzenledikleri sözlerle sizleri sömürecekler. Onların çok önceden saptanan yargılanması gecikmiyor, kendilerini bekleyen mahvoluş uyuklamıyor.

Özellikle bütün ebeveynleri de uyarıyorum, kendi çocuğumu da uyarıyorum, herkesi uyarıyorum. Biz bu cep bilgisayarları -onlara cep telefonları demek istemiyorum- yüzünden alzaymır çocuklar yetiştiriyoruz. Allah saklasın! Böyle demek istemiyorum. Ama alzaymır çocukluklar yaşıyorlar, alzaymır gençlikler yaşayacaklar ve beceriksiz, motor hareketleri düzensiz, sakar, yolda yürürken bile durup dururken düşebilen, bir çay bardağını bile taşıyamayan, aptal, düşüncesiz, bilinçsiz, kafası sürekli başka bir yerde, IQ’su düşük, beyni küçülmeye başlamış çocuklar yetiştiriyoruz. Çok dikkat etmek lazım! Eğer mümkünse 'Okuldaki diğer çocukları kıskanması ya da başka bir çocukta var onda niye yok?' ön yargılarını, basmakalıp endişeleri bir kenara atalım ve çocuklardan bu cep bilgisayarlarını alalım.

Bir kez olsun ayağa kalk! Yumruğunu vur! Ondört gün sonra tekrar uyuma! Dışarı, monarşizmin yargıçları, subayları ve senden beslenip seni sabote eden, evlerinin duvarlarına gamalı haç çizen ayak takımı (...) Dört yıl süren cinayetler - Tanrı bilir ya yeter Şu anda son nefesini vermek üzeresin Göster ne olduğunu.Kendini yargıla Öl ya da savaş. Üçüncüsü yok anla.

Hiç sabırsızlık göstermeyin! Siyaset yapmanın ölçüsü var mıdır yok mudur, yakında öğreneceklerdir. Samimi bir şekilde memleket meseleleri ile uğraşmak nedir? İdeolojik mücadele, bölücülük, anarşistlik nedir? Bunlar arasındaki fark nedir? Bunları da öğreneceklerdir!

Görüyorum ki, başkumandanlık uhdenizde bulunduğu halde siyasî bir fırka kurmakla meşgul olmanız aksi tesirler yapıyor. Bunun memleket dışındaki akislerinin daha fena olacağını tahmin ederim. Bunun için sulhun akdine kadar bu gibi hareketle meşgul olmaktan sarf-ı nazar buyursanız. Bunu Ankara'da fırkayı tesis kararınızı matbuaya aksetmeden önce de rica etmiştim.

...Bu gideceğiniz yerler sazlık ve bataklıklar içinden geçmekte ve bu yollarda ağır sıkıntılar çekilmesi apaçık gözükmektedir. Bu yol üzerinde kaç kere köprü kurmak gerektiğini kimse kestiremez. Hele bir parça yağmur yağarsa her taraf çamur deryası olacak, o zaman bütün zahire ve top arabaları, ağırlık katarları, yaya ve atlı asker yollarda dökülüp kalacak, işin sonu da bir felâket olacak. Düşman ülkesinin baş kalesi olan Varadin bir yanda dururken hayal ettiğiniz ülkeleri ele geçirmek boş bir düşüncedir. Bir kalenin çepeçevre kuşatıldığı hiçbir zaman görülmemiştir. Kaleler her zaman bir yanından topla döğülerek savaşa girişilir. Burnumuzun dibinde Varadin dururken başka yere neden gitmek gerekiyor, bunu anlayamıyorum. Bir kere Varadin’e gidelim, kuşatalım, açmak kolay gelirse ne güzel, hiç olmazsa kuşatmış olarak şerefimizle döner geliriz.

Liste
Yükleniyor…