#toplum

Kültürü olmayan insan topluluğundan söz edemeyiz. Kültürün 3 ana dayanağı vardır. İlki, dildir. Dilsiz insan yoktur, olamaz. Dil yapısına sahip olmayan insan mümkün değildir. Düşünme dille iç içedir. Dil, düşünmenin dışavurumudur. Düşünme, doğrudan doğruya akla bağlıdır; dil de düşünmenin bir uzantısıdır. (...) İkincisi dindir. Aynı şekilde dildeki gibi insan topluluğu oluşmuşsa orada dinle karşılaşıyoruz. Dini olmayan bir topluluktan bahsedemeyiz. (...) Üçüncüsü zanaattir. Zanaat, olağanüstü derecede hayati bir olaydır. Hayatta kalmamız, yaşamamız için elimizde hazır hiçbir değer yoktur. Her şeyi imal etmek,, ortaya koymak zorundayız.

Dünya delirdi. Trump, IŞİD, Putin, Koreli devlet başkanı çocuk falan... Hayretle seyrediyorum. Bazen Bahçeli’nin rakamlarla yaptığı konuşmaları izliyorum, Burhan Kuzu dinliyorum, Putin’in aslanların üzerinde homo-erotik fotolarına bakıyorum, Zaytung okuyorum. Öyle biraz eğlenebiliyorum.

Dinle, ben sosyal bilimci değilim ve anket yapmadım. John Q vatandaşının bu konuda ne düşündüğünü bilmiyorum. Ama uzun zamandır hapishanede yaşadım ve tıpkı benim gibi şiddet yapmaya motive olmuş birçok erkekle tanıştım. Ve istisnasız, her biri pornografiye derinden dahil oldu. Şüphesiz, istisnasız. Pornografiye bağımlılıktan derinden etkilenmiş ve tüketilmişlerdir.

Bu tür davranışlar için neredeyse vazgeçilmez bir faktör, çağdaş Amerikan yaşamının hareketliliğidir. Büyük nüfus merkezlerinde yaşamak ve birçok insanla yaşamak, yabancılarla uğraşmaya alıştırır. Bu anonimlik faktörüdür ve iki yönlü bir etkisi vardır. Her şeyden önce, eğer yabancılar arasındaysanız, onları hatırlama ya da ne yaptıklarına ya da ne yapmaları ya da yapmamaları gerektiğine dikkat etmeniz daha az olasıdır. Orada olmalılar ya da olmamalılarsa. İkincisi, neredeyse yabancılardan korkmamaya şartlanmışsınız. Hareketlilik burada çok önemlidir. Gördüğümüz gibi ... bireyin modus operandisi yaptığı şeyi kamufle etmek için büyük mesafeler kat ediyordu. Bu mesafeleri geri plana çekerek anonimlik faktörünü kullanabildi.

Varlığımızı Afrika’daki üç, beş bin kişilik bir kabileye, rönesansı Floransa’daki Medicinlere borçluyuz. Ailelerin ve kabilelerin reisleri vardır; bütün büyük işleri hep bir kişi başlatmış, hatta başından sonuna pratik ve yaklaşık olarak o kişi tamamlamıştır.

Liste
Yükleniyor…