#toplama kampı

Kamplarda yaşayan bizler gerçek tanıklar değiliz. Bu rahatsız edici düşünceyi, zamanla, ben de dahil hayatta kalanların yazdıklarını okuyarak, kendi yazdıklarımı yıllar sonra yeniden okuduğumda, benimsedim. Bizler, yani hayatta kalanlar, sadece küçük değil, aynı zamanda kuraldışı bir azınlığız. Bizler yalan, beceri ya da şans sayesinde asla dibe vurmamış olanlarız.

Güven içinde yaşarsınız Ilık evlerinizde, Bulursunuz, akşam döndüğünüzde, Sıcak aş ve dost yüzler: Düşünün bu da bir insan mıdır Çamurlarda çalışır Barış nedir bilmez Savaşır bir dilim ekmek için Kal de kalır öl de ölür. Düşünün bu da bir kadın mıdır, Ne saçı var ne adı Hiçbir şey anımsayacak gücü yok, Gözleri bomboş ve kucağı buz kesmiş Bir kış kurbağası gibi. İyice kafa yorun bu konuda: Size söylüyorum bu sözleri. Çıkarmayın onları kalbinizden Yuvanızda, sokakta, Yatarken kalkarken; Yineleyin onları çocuklarınıza, Yoksa yıkılsın eviniz başınıza, Hastalıklar sakat bıraksın, Dilerim çocuklarınız bakmaz bir daha yüzünüze.

...İngiltere ne zamandan beri çocukları ve kadınları düşünüyor da bu savaşta farklı savaşsın, aynı Boer Savaşı gibi. O zaman toplama kampları icat edilmişti. İngiliz aklı bu fikre hayat verdi. Biz sadece bunu ansiklopedilerden okuduk ve çok önemli bir farkla kopyaladık: İngiltere kadınları ve çocukları bu kamplara kapattı. O zaman 20 binden fazla Boer kadını kamplarda acılar içinde hayatını kaybetti. İngiltere bu savaşta neden farklı savaşsın? Bunu bekledik ve kendimizi hazırladık!

Liste
Yükleniyor…