İnsanlar yaptıklarımızdan dolayı bizi kötüleyecekler ama birkaç nesil sonra bize hak verecekler ve bizden övgüyle bahsedecekler.
- Henüz kategori yok.
-
Emmerdale'de Şaşırtıcı Geri Dönüş: Sally Dexter, Faith…13.11.2025
-
Rockets-Wizards Karşılaşması Öncesi Batı Konferansı Re…13.11.2025
-
Makhachev'in İkinci Kemer Yolculuğu ve Emeklilik Spekü…13.11.2025
-
Jacob Elordi, Guillermo del Toro'nun 'Frankenstein' Fi…13.11.2025
-
Kısmetse Olur İle Tanınan Onur Alp Çam, WWE Tryout Pro…13.11.2025
-
MasterChef Türkiye'de Elenen İsim Belli Oldu: Onur Ved…13.11.2025
-
Efsanevi Çizgi Roman 'V for Vendetta' HBO'da Diziye Dö…13.11.2025
-
Russell Crowe ve Rami Malek'li "Nuremberg", Nazi Lider…13.11.2025
-
Kağıthane'de Apartman Dairesinde Doğalgaz Patlaması: B…12.11.2025
-
Fabrika İşçiliğinden Beyazperdeye: Şener Şen'in Eşsiz …12.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#tarih
… Eğer olaylar farklı bir şekilde gelişmiş ve müttefikler, İkinci Balkan Savaşları'nda olduğu gibi kendi aralarında ani bir kan davasının içine düşmediyse, bu Almanya'da Enver Paşa gibi birinden ziyade, Şansölye Kruno'nun olmasından kaynaklanıyordu.
Dünyada meydana gelmiş olan bütün değişikliklerin hareketlerini sağlayan zemberek, hırs dolu olan önlenemez ihtiraslardır.
Bu kısa tümceyi, asla benimseyemedim. "Teslim olmak." Şimdi, burada, tüm dünyanın bilmesini isterim ki; Almanya tarihinde, Kasım 1918'de olanlar, bir daha tekrarlanmayacaktır!
Bizim adımızı ebedileştirmek için bu savaşa ihtiyacımız yoktu. Dahası, başarılarımızın sonunda değildik. Hatta bazı alanların hâlâ başındaydık.
Bir toplumu kalkındırmak isteyen hareket, o güne değil, geleceğe hizmet etmelidir. Tarihte en büyük ve en devamlı olan başarılar, genellikle başlangıçlarında pek kolay anlaşılmamış olan hareketlerdir.
Fransa, bizi 132 yıl boyunca sömürdü ve bu sürede birkaç güzel sözle silinemeyecek vahşi suçlar işlendi. Bazı aşiretler ve aileler, çocuklara varılana kadar bütünüyle öldürüldü.
Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak, halbuki biz sussak tarih susmayacak, tarih sussa, hakikat susmayacak.
Sonuçta övgü ve sövgüler arasında kaybolan bir tarihimiz vardı. Oysa tarih bir övgü ya da sövgü kitabı değildi, olmamalıydı, tarih bir toplumun ortak hafızası ve tecrübeler birikimi idi, geçmişin bilgi birikimi ve geleceğin umudu ile bugünümüzü anlamlı ve değerli kılabilirdik ancak.
Müslümanlar derinlik kazanmak zorunda. Kendi aralarında istişare etmek, şûra yapmak, yardımlaşmak zorundalar. Daha fazla bilgiye ihtiyacımız var. Kulaktan dolma bilgilerle din ve tarih öğrenilmiyor.
Fransızlar 1830’da Cezayir’i sömürgeleştirdi, 1839’da da İngilizler Aden’i. Tunus da böylece elde edildi 1881’de. Mısır 1882, Sudan 1848, Libya ile Fas 1912. 1920’de de Avrupa bölüşüverdi Ortadoğu’yu. Bu arada Türkiye’yi paramparça etmek istediler. Batı’nın sömürgeci belkemiği, Mustafa Kemal Atatürk’le, Türkiye’de kırıldı.
Sadece maddi açıdan değil, öldürme kültürünün manevi sonuçları çok daha ağırdır. Hayvanları ve hemcinslerini öldürmeyi bir yaşam tarzı -zorunlu savunma dışında- olarak kültürleştiren bir topluluk, artık savaş makinesini geliştirmek için her türlü alet ve kurumsal düzeni geliştirmeyi temel alacaktır. Devlet en temel güç kurumu olarak hazırlanırken, savaş okları, mızrakları ve baltaları en değerli araçlar olarak icat edilip geliştirilecektir. Doğal ana-toplumdan çıkan ataerkil toplumun tarihin en tehlikeli sapması olarak gelişmesi, günümüze kadarki tarihin korkunç öldürme ve sömürme biçimlerinin de özüdür. Bu gelişme, bir kader ve ilerlemenin zorunlu koşulu olması şurada kalsın, tam bir sapma halidir. Aslanın krallığına benzer bir gelişme oluyor. Yine yılan-fare diyalektiğine benziyor. Daha şimdiden devlet teorilerine ‘yılan-fare’ teorisi demek doğruya daha yakın bir değerlendirmedir. Çoğu erkeğin soyadı Aslandır. Öyle olmak çok özlenir bir husustur. Soruyorum: “Kimi yemek için?
Eğer özgür Hindistan için savaşan atalarımız şimdi hayatta olsaydı onların yüzüe bakabilir miydik? Dedelerimiz böyle bir Hindistan hayali mi kurmuşlardı? Böyle bir Hindistan için mi savaşmışlardı?
Okumak uçmaktır: tarihin geniş arazileri, insan çeşitliliği, fikirler, paylaşılan deneyim ve birçok soruşturmanın meyveleri üzerinde bir görünüm veren bir bakış noktasına uçmaktır.
Dini inançlar insanlık tarihi boyunca güçlü bir negatif güç oldu. Çok acı çektirip sorun çıkardılar ve ilerlemek, gelişmek, özgürleşmek isteyen insanların yoluna çıktılar.