#tarih

Özel mülkiyetin, ona sahip olmayan insanlar için bile ne kadar önemli, dokunulmaz olduğuna çok güzel bir örnek şöyledir. Almanya'da Birinci Dünya Savaşından sonra insanlar çok zor şartlar altında iken bir referandum yapılır ve insanlara sorulur, "Savaşı kaybetmemizin sorumlusu olan Alman imparatoruna/luğuna ait mülklere el konulması ve bunun fakir/zor durumdaki halk yararına kullanılması veya mülkiyete dokunulmaması hakkında ne istedikleri". Referandum sonucunda özel mülkiyet kendilerine ait olmadığı halde halk "Hayır, el konulmamalı" kararını alır.

Birinci Dünya Savaşı insancıllığa indirilen ağır bir darbe olarak topluluk narsisizminin çılgınca doğmasına yol açtı: Birinci Dünya Savaşı’na katılan ülkelerin hepsinde görülen ulusal isteri, Hitler’in ırkçılığı, Stalin’in partiyi putlaştırması, Müslüman ve Hindu dinlerinin bağnazlaşması, Batı’daki bağnaz antikomünizm, Topluluk narsisizminin bu çeşitli belirtileri dünyayı tümden yok olmanın eşiğine getirdi.

Asma binti Mervan ve Ebu Afek isimli iki büyük şair, Mekke’nin mütedeyyin ve muhafazakar lideri Ebu Leheb tarafından finanse ediliyordu. (...) O gün düşünce özgürlüğü adı altında yandaş odakların teraneleri pazarlanıyordu. Peygamberimiz, en ciddi hamleyi, bu şairleri öldürterek yapmıştır. Akabinde Mekke fethedilmiştir. Halkın zihnindeki prangalar paramparça edilmiş, özgürce düşünen halk gerçekleri görmüştür... Bugün de, gerçek demokrasi için; mevcut medya düzeninin tamamen değiştirilmesi gereklidir.

Amerikalı kendi tarihini dizi, film yapıyor ve bayrağını herkese izlettiriyor. İngiliz'in, Fransız'ın tarihini biliyoruz. Bu da bizim köklerimiz ve kültürümüz. Biz 1923'te Osmanlı'yı geride bırakıp bir Cumhuriyet kurduk. Türkiye Cumhuriyeti olarak devam ediyoruz ama köklerimiz Osmanlı. Baktığınız zaman 600 yıllık bir imparatorluktan bahsediyoruz. Dünyayı ayakları altına almış ama bunu ezerek ya da gittiği toplumları sömürerek yapmamış. Yani utanılacak bir tarihimiz yok. Neden hatırlamayı bırakmışız? Övünülecek tarihi olmayan toplumlar bile kendileriyle övünürken üstelik... Kimse tarihini unutamaz. Ne olursa olsun DNA'da kayıtlı bir şeyler var.

Batı'yı seyreyleyin: bilgi, şerefsizlik ve uyuşuklukla dolup taşıyor. Haçlılar, şövalyeler, korsanlar meğer buna varmak içinmiş, bir görev yerine getirildiğinde kapılınan alıklığa... Roma, lejyonlarını geri çektiğinde, tarihten ve alacakaranlık derslerinden habersizdi. Bizim durumumuz hiç öyle değil. Tepemize ne karanlık bir Mesih inecek!

Liste
Yükleniyor…