#tarih

Tiyatro elbet insanlığın ortak malı. Tiyatro tarihi her ulusa ortak ve zengin bir birikim sağlıyor. Ama her ulus da ona yüzyıllar boyu kendi özelliğinden katkılarda bulunmuş, bulunuyor. Tiyatro alanındaki yeni görünen yolların çoğu işte hep bu eski ve yeni yöresel katkılardan doğuyor.

Bir zamanlar dünyaya hakim olan siyaset kuralları satrançtakilerle aynıydı. Binlerce yıl önce dünya satranç kurallarına göre yönetiliyordu. Şimdiyse satranç sadece bir oyun. Bir gün cumhuriyet ve kuralları da oyun haline getirilip oyuncakçılardaki zihin geliştirme raflarında yerini alacak ‘Beş yaş üstü ’ yazacak içinde durduğu kutunun kenarında. Ve kimse bir zamanlar bu oyunun kurallarıyla ülkelerin yönetildiğini bilmeyecek

İnsanlık, kendini öldüren ilk insan tarafından ihanete uğramıştır. Ancak sadece zamanın lehine işleyen zamanla zekâsının katili ve kurbanı olan insan, intihar etmeyi utanç verici bulmuştur. Ölümsüzlüğün, hayatta kalmaktan geçtiğini öğrendiği için varlığında yamanamaz delikler açarak kendine tecavüz etmeyi öğrenmiştir. Böylece insanlığın unutamayacağı ve tanık olabileceği en korkunç gösteri başlamıştır. Kendisini hamile bırakan insan kendisini doğurmuş ve bir tecavüz bebeği olarak atasının bıraktığı yerden ihaneti devralmıştır.

Bana öyle geliyor ki, korkusuz bir insanın çıkıp öbür insanlara şu yalın gerçeği öğretmesi kadar devrimci bir davranış olamaz: Sen neysen osun ve hiçbir zaman başka türlü olamayacaksın; senin hayatın budur, hep buydu, hep bu olacaktır. Parası olan çok yaşar; sözünü geçirebilen bir yanlış yapmaz; güçlü olan doğrunun ne olduğuna karar verir. Tarih budur! Ecce historia!

Mısırlıların ahlâkı da sefihleşmişti, çünkü onlar fahişeleri hoş görmekle veya cevaz vermekle kalmayıp hürmet de göstermişlerdir. Teolojileri de, bâtıl inançlarla, sihir ve büyücülükle doluydu. Ayrıca, piramitlerinin ve diğer anıtlarının ihtişamı da çok büyük olmalarından dolayı barbarlığa yorulabilir.

Liste
Yükleniyor…