Ölüler kimseye bir şey yapamaz, asıl kötülük yapanlar hayatta olanlar, yani insanlardır!
- Henüz kategori yok.
-
Kral Kaybederse 26. Bölüm: Kenan'ın Reddedilme Şoku ve…12.11.2025
-
12 Kasım Tarot Falı: Aşk, Kader ve Duygusal Dönüm Nokt…12.11.2025
-
Morgan Stanley Özel Şirketlere Yönelik Kapsamlı Araştı…12.11.2025
-
Güneş'teki Şiddetli Patlamalar Sonrası Dünya'yı Kapsam…12.11.2025
-
Televizyon Kanallarının Güncel Yayın Akışı: TV8'de Mas…12.11.2025
-
Hande Doğandemir'den Evlilik Sinyali: Parmağındaki Tek…11.11.2025
-
Eurolig Heyecanı: TJ Shorts'un Panathinaikos ile Paris…11.11.2025
-
Demet Evgar'dan İbrahim Selim ile Bu Gece'de Gündem Ya…11.11.2025
-
11 Kasım Süper Loto Çekiliş Sonuçları Açıklandı: Büyük…11.11.2025
-
Bahar Dizisi 58. Bölümde Gerilim Tırmanıyor: İşte Deta…11.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#sorumluluk
Bütün kötülükler, bütün erdemler kalbimizdedir, senin kalbindedir, benim kalbimdedir.
Modern toplumda sorumluluğun bürokratizasyonu içinde oluşturulan devasa kolektif güçler, 'kötülüğün bayağılığı'nı üretmiştir.
Üstlenmeye hakkım olan tek sorumluluk, her zaman doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yapmaktır.
Yanına kadar koştuktan sonra, bir adım daha atamayacaksan eğer; oraya kadar sakın koşma. Sana değil, bekleyene yazık olur.
Bir insan treni kaçırırsa başka bir tren gelir onu alır. Bir ulus treni kaçırırsa başka bir ulus gelir onu alır.
Yoksa, ne çiçek açan ne de meyve veren bir ağaç mı olsaydım; çünkü verimli olabilmenin sancısı kıraç olmaktan ağırdır ve eli açık zenginin çektiği acı dilencinin sefaletinden beterdir...
Al bu kulübü sırtına yükle, götür bakalım dediler. O gün bugündür kulüp benim sırtımdadır.
Tanıdıkları insanlara yeterince borçları vardı. Bir de hayata borçlanmak istemediler. Onun için aldıkları her nefesi geri verdiler.
Bir bulsam bu hayatların müsveddelerindeki el yazısının sahibini!.. Birileri pişman olmalı beni hayal ettiğine.
Başka canlılara ‘ille ben’, ‘önce ben’ aymazlığımızda yaptıklarımızın yeni farkına varıyoruz. Acıtıyor, utandırıyor, öfkelendiriyor. Buradan yola çıkıp, türümüz olmasaydı dünya kurtulurdu demek kolay. Kolay olduğu kadar bizi umutsuz kılan, kötümserliği besleyen bir tutum. Salgın hastalıklar gibi yayılan, bizi edilgenliğe sürükleyen, totaliter rejimlerle güçlü liderlere kucak açmamıza neden olan, benden sonra tufan anlayışına çanak tutan bir tutum. Tarihimiz boyunca kabile, aile, din, devlet, cinsel aitliklerimizle taraflaştık. Hepsinde ‘öteki’ne karşı ayrı ‘biz’ler yarattık. Sıra tür aitliği oluşturmamızda. ‘Biz’ sözcüğünü biz insanlar anlamında kullanmamızda. Umudu öldürerek, kendimizden utanarak yaşayacaksak canlıları, dünyayı kucaklayan bir gelecek yaratamayız. Evrende başka olası hayatlara bizi düşmanlaştıracak ötekini beklemeden ‘Biz insanlar’ bilincine varabilmeliyiz.
Dua ve tövbelerle geçirilecek bir hayat bile savaşın sorumluluğunu ve günahını temizlemeye yeterli değildir.
Sayısız insan, cehennem gibi bir hayat içinde ölümle pençeleşiyor. Evinde bu kadar felaket yaşanırken sarhoş olmaya utanmıyor musun?
Halkımız sizi iyi bir eğitim aldıktan sonra yüksek bir gelir elde edesiniz, geceleri eğlenesiniz diye sizi o konuma getirmemiştir. Böyle olanlar gerçek aydın olamazlar. Onlar yozlaşmışlardır.