Bir söz ne seçim kazandırır, ne seçim kaybettirir, ama bir sözden dönmek partiye çok şey kaybettirir.
- Henüz kategori yok.
-
Bankacılık Sektöründe Mevduatlar Yükselişini Sürdürürk…12.11.2025
-
Yerli Üretimi Destekleyen Hurda Araç Teşvikiyle TOGG A…12.11.2025
-
Kral Şakir: Dünyalar Karıştı, Animasyon Dünyasına Yeni…12.11.2025
-
Fenerbahçe Efsanesi Tuncay Şanlı, Kulübün Futbol Akade…12.11.2025
-
BEDAŞ'tan İstanbul İçin Güncel Elektrik Kesintisi Duyu…12.11.2025
-
Tarım Bakanlığı'ndan Gıda Hilesi Alarmı: Sucuk, Zeytin…12.11.2025
-
Özgü Namal ve Çocukları Trafik Kazası Geçirdi: Durumla…12.11.2025
-
Tether, Altın Rezervlerini Güçlendirmek İçin HSBC'nin …12.11.2025
-
Kıbrıs Açıklarında 5.2 Büyüklüğünde Deprem Hissedildi12.11.2025
-
İsrail'in Kıbrıs Stratejisi: Doğu Akdeniz'de Gerilimle…12.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#siyaset
Af konusunda Rahşan'la benim başımıza gelmedik kalmadı. Kader kurbanlarına-garibanlara bir şans daha verelim, dedik. İş nerelere kadar uzandı, biliyorsunuz.
Amerikan halkı ne yapmış olduğumuzu öğrenecek olursa, bizi sokak lambalarından sallandırır.
Gebertilen teröristlerin muayenesi mutlaka yapılmalıdır. Görülecektir ki, önemli bir bölümü sünnetsiz. Uyan Kürt kardeşim, ne olur uyan artık.
Suriye ve Libya arasında muazzam farklılıklar var. Esad, Kaddafi değil. Kaddafi, üzülerek söylüyorum bir "çılgındı". İkinci olarak Libya'daki muhalefet ciddi, önemli oyunculardan oluşuyordu. Siyasi ve askeri olarak ülkenin büyük bir bölümü çatışmaların başladığı dönemden yarısına kadar kontrol altına alınmamıştı. Bu durum Suriye için geçerli değil. Bu nedenle sorun Suriye'de çok daha karmaşıktır. Ve görünüyor ki basite indirgenmiş çözümlerde en iyi alternatifler olmayacak.
Sizin harmanınız büyük de, taneniz çıkmıyor. Burada beni dinlerken aşka gelip Rahman'ı alkışlarsınız, sandık başına gidince Şeytan'a sarılırsınız.
Hayatım boyunca bütün sektörleri tetkik ettim, en kârlısının "din ticareti" olduğunu gördüm.
Huşu içinde fark ettim ki Sayın Erdoğan'ı zaman zaman kendimden bile çok görüyorum! Abartma değil. Günde yirmi defa aynaya bakmıyorum mesela.
Seçimin sonlarına doğru Bush oyları satın almaya çalıştı. Herkese silah satışını yaygınlaştırarak "askeri-endüstriyel kompleks"in oylarını kendine çekmeye çalıştı.. Kore'ye 160 savaş uçağı, Kuveyt'e 240 tank sattı ve sonra çıkıp neden "başkomutan" olması gerektiğiyle ilgili konuşmalar yaptı: Çünkü...: '-"Hala tehlikeli bir Dünya'da yaşıyoruz."' Sayende, seni sik kafalı! Ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Geçen hafta Kuveyt'in elinde taştan başka bir şey yoktu! Lanet dünyayı silahlandırıyorlar.
20. yüzyılın ilk yarısını Türkiye belirledi; 21. yüzyılın da ilk yarısını Türkiye'nin gidişatı belirleyecek.
Başkan olmak, ‘mezarlıklar müdürü olmak’ gibi bir şeydir; maiyetinizde yığınla insan bulunur, ama kimse sizi dinlemez.
Amerikan halkına bir şey söylemek istiyorum. Beni dinlemenizi istiyorum. Bunu tekrar söyleyeceğim. Bu kadınla, Levinski Hanım'la seksüel bir ilişkim olmadı. Kimseye yalan söylemedim, bir kere bile, hiç. Bu suçlamalar asılsızdır.
İzin verirseniz genel olarak Avrupa'nın durumuyla ilgili konuşmak isterim. Bu bölgedeki bir çok insan Avrupalıların politik olarak var olmadıklarını düşünüyor. AB, sadece ustası ABD'nin izlerini takip ediyor. Soru aslında ABD ile ilgili olmalı zira Avrupa onu takip eder ve isteklerini uygular. AB ülkeleri bağımsız ülkeler değil ve Belçika da AB'nin bir parçası.