- Henüz kategori yok.
-
Kim Milyoner Olmak İster'deki Kocamustafapaşa Caddesi …09.11.2025
-
Lider Porto, Famalicão Deplasmanında Kadroda Sekiz Değ…09.11.2025
-
Jake Paul-Gervonta Davis Maçı İptal Edildi: Hukuki Sor…09.11.2025
-
Edson Álvarez ve Futbolun Devleri, Adidas'ın 2026 Düny…09.11.2025
-
Rhein-Main Derbisinde Duygusal Anlar: Genç Eintracht E…09.11.2025
-
Valencia ile Real Betis Karşı Karşıya: La Liga'da Krit…09.11.2025
-
Verstappen'ın Sao Paulo Kabusu: Pit Yolu Startı ve Şam…09.11.2025
-
Viktoria Plzeň - Slavia Prag Derbisi Öncesi Eski Yıldı…09.11.2025
-
Demet Evgar'dan Tamer Karadağlı İsmi Anılınca Ortaya Ç…09.11.2025
-
Arkeolojinin Büyüsü ve Indiana Jones Koleksiyonlarının…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#siyaset
Avrupalı güçler hiçbir zaman sözlü ya da zımni anlaşma yoluyla, "yasalara saygı gösteren ve ortak bir ilke çerçevesinde hareket eden birlik" olmadı.
Büyük Millet Meclisi âzâsı, vatan necati tuğu etrafına toplanmış, tefrika nedir bilmiyordu. Vatan tehlikesi hepsini birleştirmişti. Büyük bir cesâret ve celâdet gösteriyordu. Vâkıa Birinci Meclis umumiyet itibâriyle ilmen aşağı idi; fakat meb'uslarda Türklük ve vatan duygusu pek yüksek ve ekseriyeti azîme itibariyle nâmuskâr insanlardı. Bir de Anadolu'nun yerli ahâlisinden olduklarından Anadolu'nun her tarafını ve hakikî ihtiyaçlarını biliyorlardı. Vatana daha ziyâde merbuttular. Bu Meclis, birleşmeden ne hârikalar doğduğuna misâldir, derstir. Bu memleketi idâre edenlerin pek münevver olup da kozmopolit olacağına, az münevver fakat nasyonalist olmasının ne kadar fâideli ve lâzım olduğunu isbat etmiştir.
İşte bu zattır ki (Timur'dan bahsetmektedir.) hoca ve şeyh takımlarını siyâsî âlet yaparak onlarla birleşmeye mecbur olmuş ve Türk Töre ve Yasasını, hâsılı Türk Milliyetini yıkarak Arap örfünü Türkler'e iyice ve kat'î surette yerleştirmiştir. Hayatı meraklı bir roman halinde olan ve Din için Milliyetini yıkan bu zat garibi şu ki harplerini en ziyade Türk ve müslümanlar üzerine tevcih edip en kuvvetli Türk Devletlerini mahv ve perişan etmiştir. Osmanlılar da bu meyandadır. Sel gibi Türk ve müslüman kanı akıtmıştır.
Arnavutları isyana teşvik ettiğimi ben kendi elimle yazdım. Bu kusur değil, iftiharım sebebidir. Bana büyük şereftir.
Kendi çıkarlarını korumak isteyenler önce "sistem elden gidiyor, rejim tehlikede" derler.
Atçalı Kel Mahmut 1826'da hademe olarak çalıştığı valiliği basar ve kendini vali ilan eder. Buna ilk demokrasi girişimi deniliyor. İşte ilk demokrasi girişimi böyle olursa, bugünün demokrasisi de böyle olur.
Bizde demokrasi talebi yok; bu yüzden de antidemokrat adamlar istedikleri gibi at koşturuyorlar.
Bu işin bir siyasi boyutu var, yanı var. Yan tarafta Sultanahmet’i doldurmayacaksın, ‘Ayasofya’yı dolduralım’ diyeceksin. Büyük Çamlıca Camii’ni yaptık, 4-5 tane Ayasofya eder. Bu oyunlara gelmeyelim. Bunların hepsi tezgah.
Eğer yasadışı bir faaliyeti varsa neden gerekli işlem yapılmıyor da, bu bahaneyle vatandaşlar rahatsız ediliyor. Çaldı, çırptı diyemedikleri insanlara Fethullahçı diyorlar, bu bölücülüktür.
Saklamak ayıp. Gerçi yapmadık diyorlar ama arşive bakınca, yaptıkları pekâlâ anlaşılıyor. Öyleyse saklamak niye? Ortada Anayasayı, “cebren tebdil, tağyir ve ilga” gibi bir suç da yok ki.. Sadece bir çalışma var. Öyleyse niçin saklıyorlar? - Utandıkları için mi?
En az 30-40 yılı bir arada yaşamış, dostluk yapmış insanlarla biz Demokratik Parti’yi kurduk. Birbiri ile bu kadar anlaşan insanlar sonra dağıldı. Bizim içimize bir yaban girdi, bizi perişan etti, parçalandık.
Yaptığınız şey doğru değil, bu gittiğiniz yol. Sizin daha önce Slovenya ve Hırvatistan'ı ittiğiniz ve şimdi de Bosna Hersek'i itmek istediğiniz, cehenneme çıkan aynı yoldur. Bosna'yı cehenneme çevireceğinizin ve belki de Müslümanları tamamen yok edeceğinizin farkında değil misiniz? Müslümanlar savaş patladığında kendilerini savunamayacaklar.
İnsanlar bir araya gelip şehirler kurmak, kendilerini güvenlik şemsiyesi altına almak istemişler, ama siyaset sanatına sahip olmadıklarından birbirlerine kötülük edip dağılmışlar.
Halk gerçeği fark edemez, yapabildiği tek şey yöneticilerin kendilerine söylediklerini tekrarlamaktır.