#ses

Koyunlarım sesimi işitir. Ben onları tanırım, onlar da beni izler. Onlara sonsuz yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları hiç kimse elimden kapamaz. Onları bana veren Babam her şeyden üstündür. Onları Baba’nın elinden kapmaya kimsenin gücü yetmez. Ben ve Baba biriz.

Her şey seninle güzel, duyduğum bu ses bile.
Yalnız içtiğim su değil, aldığım nefes bile.
Her şey seninle güzel, bu yağmur bu kar bile.
Yüzümdeki gözyaşının izleri, onlar bile.

Evrensel müzik yapıyorum. Herkes rap diyor ama rap değil. Ritmik müzik, rap yapmıyorum sesimi kullanabiliyorum. Ritmik şiir rap'te düz okunuyor. Şarkı biraz akıcı olduğu için rap diyorlar. Ben her tarz söyleyebiliyorum. Elimden geldiği kadarıyla bütün tarzları söylemeye çalışıyorum.

Midem ekşiyor, kulaklarım uğulduyor, adını bilmediğim bir rüzgâr yalıyor ensemi. Yüzümdeki ifadeden rahatsız olduğu belli, gözleri bulutlanıyor bir anda, sesi boğuklaşıyor. O ses tonu gerçek, biliyorum. Çünkü ben en çok sesleri hatırlıyorum; o gün de, bugün de!

Ve deniz bu salonun zaten müzeyyen ve kısmen ayna ile kaplı duvarları gibi tavanında da ışıklarıyla yeni nakışlar vücuda getiriyor, açık camlardan çırpıntılarının sesini fasılasız gönderdiği için bir müddet geçince içeriye girmiş olduğu, zemini kapladığı vehmini veriyordu.

Liste
Yükleniyor…