Koyunlarım sesimi işitir. Ben onları tanırım, onlar da beni izler. Onlara sonsuz yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları hiç kimse elimden kapamaz. Onları bana veren Babam her şeyden üstündür. Onları Baba’nın elinden kapmaya kimsenin gücü yetmez. Ben ve Baba biriz.
- Henüz kategori yok.
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
-
Premier Lig'in Zirve Yarışında Tottenham-Manchester Un…08.11.2025
-
Hull City, Portsmouth Karşısında Evinde Galibiyet Arıy…08.11.2025
-
Sakaryaspor - Serikspor Karşılaşması Öncesi Son Durum …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#ses
Bu ses benim, dinle dinle dinle... Uygunsuzca gidişlerin, yolunu kesen haydut benim. Bildiklerimden eminim, yaptıklarıma kefilim; gidenlerime vedâyım, gelenlerime mîrim.
Her şey seninle güzel, duyduğum bu ses bile.
Yalnız içtiğim su değil, aldığım nefes bile.
Her şey seninle güzel, bu yağmur bu kar bile.
Yüzümdeki gözyaşının izleri, onlar bile.
Evrensel müzik yapıyorum. Herkes rap diyor ama rap değil. Ritmik müzik, rap yapmıyorum sesimi kullanabiliyorum. Ritmik şiir rap'te düz okunuyor. Şarkı biraz akıcı olduğu için rap diyorlar. Ben her tarz söyleyebiliyorum. Elimden geldiği kadarıyla bütün tarzları söylemeye çalışıyorum.
Sesini duymadığım gün Yaşanmış değil Açan çiçek değil Öten kuş değil Yüzünü görmediğim gün İçimde yıldızlar sönük Güneşler güneş değil Seni sevmediğim gün Seni anmadığım gün Olacak iş değil.
Sözler hakikat değildir ağızdan çıkan seslerdir. Hakikati öğrenmek için söze değil yaşamaya ihtiyaç vardır.
Midem ekşiyor, kulaklarım uğulduyor, adını bilmediğim bir rüzgâr yalıyor ensemi. Yüzümdeki ifadeden rahatsız olduğu belli, gözleri bulutlanıyor bir anda, sesi boğuklaşıyor. O ses tonu gerçek, biliyorum. Çünkü ben en çok sesleri hatırlıyorum; o gün de, bugün de!
Bu dünyada içinde kaybolup gidebileceğin en derin iki yapı insan sesi ve insan yüzüdür.
Sigarayla aramda dengeli bir sevgi/nefret ilişkisi var. Birçok kez bıraktım, sonra tekrar başladım. Sesime karakter kattığını düşünüyorum ama, bunu da dile getirmemem gerek değil mi ? Kötü örnek olmanın lüzumu yok.
Ve deniz bu salonun zaten müzeyyen ve kısmen ayna ile kaplı duvarları gibi tavanında da ışıklarıyla yeni nakışlar vücuda getiriyor, açık camlardan çırpıntılarının sesini fasılasız gönderdiği için bir müddet geçince içeriye girmiş olduğu, zemini kapladığı vehmini veriyordu.
Bilincin sesi o kadar hassas ki onu görmezden gelmek kolaydır. Ama aynı zamanda o kadar açık ki, ondan kaçmak imkansız hale geliyor.
Ses, senin ağzından çıktığında nefesini öyle bir kontrol etmelisin ki dinleyicilerin üstünden geçip salonun en arka sırasında oturan kişiye bile anlamlı bir şekilde ulaşmalı.
Ancak , o ses bahçedeki atlama taşlarını ıslatan bahar yağmuru gibi , dinleyenin bilincini yumuşak dokunuşlarla yıkayıveriyordu.
Konuşma diğer seslerin üstünde bir ses olmalı basitçe, gözleri görsel terimlerle konuyu anlatan insanların ağızlarından çıkan olmalı.