#şehit

Aşkın şehîdiyem sanemâ silme kanımı
Kan yutup ölmüşem yine kan ile yu beni
(Ey güzel, ben senin aşkının şehidiyim, kanımı silme; kan yutarak ölmüş âşığını, yine kan ile yıka)

Bizler de şehitlerimizin aziz hatırasına layık olma gayreti içerisinde, şanlı bayrağımızın dalgalanması ve devletimizin payidar olması için var gücümüzle çalışacağız. Tarih boyunca vatanımızı ve milletimizi muhafaza uğruna kahramanca şehadet mertebesine ulaşan aziz şehitlerimizi rahmetle ve minnetle yad ediyorum.

Çanakkale şehitliğinde gördüğüm manzara şuydu. Şehit olanlar arasında 55 yaşında, 30 yaşında, 20 yaşında, 18 yaşında, 15 yaşında ve 10 yaşında da insanlar var. O insanlar bu ülke için canlarını vermişler. Biz bu ülkede yaşıyorsak o insanlar sayesinde yaşıyoruz. O yüzden bu ülkeye borçlu hissediyorum kendimi.

Bu topraklar kolay vatan olmadı. Ecdadımız bu toprakları kanıyla, canıyla vatan yaptı. Çanakkale'de, Sakarya'da her köy, her kağnı ve her minare cepheye koşmuştu. İşte biz o köylerin çocuklarıyız. O minarelerin müminleriyiz. Bu yüzden siz şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış bu vatana hepimiz aynı ihlasla, aynı şuurla sahip çıkacağız. Birliğimizi, kardeşliğimizi bozmaya çalışanlara asla fırsat vermeyeceğiz.

Kubilay Olayı bende ve sınıftaki arkadaşlarım üzerinde büyük etki yarattı. Zira genç bir subayın öyle hunharca şehit edilmesi elbette ki bizi etkileyecekti. Bunun etkisi altında uzun süre kaldım. Bir aralık bu katliamı yapanların yakalandığını ve istasyonda tren beklediğini söylediler. 5-6 arkadaşla beraber hemen istasyona gittik. Onu şehit eden, Kubilay'ı şehit eden hainleri orada gördüm. Bende o kadar derin bir iz bırakmış ki bu, o sırada kara kalemle resme başlamıştım. İlk resmimi Kubilay'ın resmi olarak yaptım. Hatırlarım ve güzel de resimdi. Keşke saklasaydım da yanımda hatıra olarak kalsaydı.

Bakalım öbür dünya sömürüsü ile bu şehitlerin yakınları ne zamana kadar yüreklerine taş basacaklar…  Artık hiç kimse, caddelerde, meydanlarda, yer altı trenlerinde rahat değil; hiç kimse akşam evine sağlam geleceğinden emin değil; en kötüsü de geleceği için her zamankinden daha karamsar.

Kürt'ü, Laz'ı ve Çerkez'i ile hele hele de 5 bin şehit vererek vatan yaptığımız Anadolu coğrafyasında, 1984'ten bu yana da 100 bine yakın insanımızı teröre kurban vermiş bir millet olarak, bir Arnavut bizim İstiklal Marşı'mızı yazıyor. Dolayısıyla yaşadığımız bu dönemde onun yaşadıkları, onun söyledikleri bir ibret tablosu olarak seyirciye çok çabuk ve etkili geçiyor.

Liste
Yükleniyor…