#savaş

Silahınız ne kadar tesirli olursa olsun, eğer onu harekete geçirecek veya kullanacak olan kimsede onu kullanacak ruh yoksa o silahınız bir metalden başka bir şey değildir.

Sınırlarımızın dört bir tarafında harp kudurmuşçasına devam ediyor. Başkentimizin etrafındaki harp çemberi gittikçe daralıyor. Düşman nihai hücumu yapmak niyetiyle bütün kuvvetlerini topladı. Onlar için bizi yenmek değil, ancak bizi ezmek arzusu söz konusudur. Devletimizi yıkmak, dünya görüşümüzü (Weltansehaung) silmek, nasyonal sosyalizme olan inancı yüzünden Alman milletini köle haline getirerek cezalandırmak istiyorlar. Mücadelenin son çeyrek saatini yaşıyoruz.

Neden insan yüz yıl daha önce, mesela kazanç savaşları zamanında ticaret yapmayan adamın da gerçekten bir değeri olduğu zamanlar doğmamıştır! İşte bu dünyaya geç bir zamanda doğmuş olmam sebebiyle böyle acı düşüncelere katılıyorum. Bana sözde “sakin ve düzen” içinde kendisini sunan gelecekteki tarihin hakkımdaki haksız bir muamelesi gibi değerlendiriyordum. Gençliğimde bile ciddi ve dikkatliydim ve hiç de “barışçı” değildim. Beni bu şekilde eğitme girişimlerinin hepsi boşa çıktı.

… Kaybedecek hiçbir şeyimiz yok. Yalnızca kazanabiliriz. İktisadi durumumuz birkaç yıldan fazla dayanmamıza elverişli değil. Goering bunu size anlatabilir. Başka çıkar yolumuz yok, harekete geçmeliyiz... Kişisel etkenlerden başka siyasi durum da bizden yanadır; Akdeniz'de; İtalya, Fransa ve İngiltere arasında bir rekabet vardır; Yakındoğu'da hava gergindir... İngiltere büyük bir tehlike içerisindedir. Fransa'nın durumu da bozulmuştur. Doğumlar azalmaktadır... Yugoslavya çöküş tohumlarını taşıyor... Romanya her zamankinden zayıf... Türkiye'yi Mustafa Kemal'in ölümünden bu yana dar kafalı, kararsız, güçsüz insanlar yönetiyor. Bütün bu elverişli durumlar, iki ya da üç yıl içinde ortadan silinecektir. Benim kaç yıl yaşayacağımı kimse bilemez. Bundan ötürü, dört ya da beş yıl beklenilmesi doğru olmayan bir planı, hemen uygulamaya başlamalıyız.

… İnsanlar kendilerini ölüme atıyorlardı. Bu hareketlerinin se­bebi günlük ekmekleri değildi. Vatan aşkı için ölüme koşuyorlardı. Ölmeleri vatanın büyüklüğüne ettikleri inançtan dolayı idi... Savaşta çekinmeden ölümün kucağına atılmanın sebebi, milletin şeref ve namusu söz konusu edildiği içindi. Ancak Alman milleti bu ideali terk ederek, inkılâbın verdiği maddi saadet vaatlerine kapıldığı, torbasını ele almak için silâhını bıraktığı zaman, dünya cennetine girecek yer­de, bütün dünyanın tahrik ettiği ve bütün dünyanın felâketinden meydana gelmiş cennetle cehennem arası bir yere gömüldü. Bundan dolayıdır ki, realist cumhuriyet hesaplarına dalmış kimselerin yersiz iddialarına, idealist bir Reich'ın yükseleceğine olan inanç karşı çıkmalıdır.

...İngiltere ne zamandan beri çocukları ve kadınları düşünüyor da bu savaşta farklı savaşsın, aynı Boer Savaşı gibi. O zaman toplama kampları icat edilmişti. İngiliz aklı bu fikre hayat verdi. Biz sadece bunu ansiklopedilerden okuduk ve çok önemli bir farkla kopyaladık: İngiltere kadınları ve çocukları bu kamplara kapattı. O zaman 20 binden fazla Boer kadını kamplarda acılar içinde hayatını kaybetti. İngiltere bu savaşta neden farklı savaşsın? Bunu bekledik ve kendimizi hazırladık!

Etrafımızı istilâ eden bu mutlak kine, biz ancak bir ölüm kalım harbi ile karşı koyup başarı elde edebiliriz. Hayatımızı devam ettirmek için mücadele ettiğimizden dolayı, kelle koltukta savaşıyoruz. Ne olursa olsun yaşamak için yaptığımız bu kavgayı ölene kadar devam ettireceğiz. Bu harpten, Almanya, her zamankinden kuvvetli, İngiltere ise her zamankinden zayıf çıkacaktır. Felâketlerin ve düşmanlıkların Almanya için büyük hamlelere başlangıç olduğunu tarih ispat edecektir. Bu harpte Almanya, bütün diğer milletlerle mukayese edilmeyecek derecede acı çekmiştir. Milletimizin bu harpte çektikleri, gelecekteki büyük zaferlerimizin yardımcısı olacaktır. Bütün kurbanlara ve azmine rağmen, Yüce Tanrı bu milleti yüz üstü bırakırsa, o zaman bu millet, öyle büyük bir imtihana sokulmuş olacak ki, bu da onun hayat hakkını daha fazla kuvvetlendirmiş olacaktır. Her iki tarafın da misli görülmemiş bir şiddetle güttükleri elli dört aylık dev bir mücadeleden sonra, Alman milleti kendisini yok etme iddiasında olan bir koalisyonun karşısında tek başına bulunuyor.Sınırlarımızın dört bir tarafında harp kudurmuşçasına devam ediyor. Başkentimizin etrafındaki harp çemberi gittikçe daralıyor. Düşman nihai hücumu yapmak niyetiyle bütün kuvvetlerini topladı. Onlar için bizi yenmek değil, ancak bizi ezmek arzusu söz konusudur. Devletimizi yıkmak, Dünya Görüşümüzü (Weltansehaung) silmek, nasyonal sosyalizme olan inancı yüzünden Alman milletini köle haline getirerek cezalandırmak istiyorlar. Mücadelenin son çeyrek saatini yaşıyoruz.

Eğer İngiltere'nin dostluğunu aldığım tedbirlerle ve yaptığım gelişmelerle kazanılmadıysa, gelecekte de asla kazanılmayacaktı. Savaşmaktan başka bir seçenek yoktu. Bu savaşa liderlik ettiğim için kadere minnettarım.

Liste
Yükleniyor…