- Henüz kategori yok.
-
Oscar Adayı ve Golden Globe Sahibi Aktris Sally Kirkla…12.11.2025
-
Cüneyt Özdemir'den Muhalif Akademisyenlere ve CHP'ye Y…12.11.2025
-
Eşref Rüya'da Heyecan Yükseliyor: 22. Bölüm Fragmanı v…12.11.2025
-
Kral Kaybederse 26. Bölüm: Kenan'ın Reddedilme Şoku ve…12.11.2025
-
12 Kasım Tarot Falı: Aşk, Kader ve Duygusal Dönüm Nokt…12.11.2025
-
Morgan Stanley Özel Şirketlere Yönelik Kapsamlı Araştı…12.11.2025
-
Güneş'teki Şiddetli Patlamalar Sonrası Dünya'yı Kapsam…12.11.2025
-
Televizyon Kanallarının Güncel Yayın Akışı: TV8'de Mas…12.11.2025
-
Hande Doğandemir'den Evlilik Sinyali: Parmağındaki Tek…11.11.2025
-
Eurolig Heyecanı: TJ Shorts'un Panathinaikos ile Paris…11.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#savaş
Savaş olacak mı, olmayacak mı? Evet, olacak. Ancak sadece iki durumda. Eğer Belarus'a yönelik doğrudan saldırı olursa. Savaşın çıkacağı ve Belarus'un buna dahil olacağı ikinci durum, müttefikimiz Rusya'ya doğrudan saldırı düzenlenmesi. Müttefiklik anlaşmalarımızın temeli buna dayanıyor.
Propagandanın amacı, bir grup insana, bir başka grup insanın insan olduğunu unutturmaktır.
Büyük bir ilke için olan savaş, ulusu yüceltir. Sığ gerekçelerle ticari bir üstünlük sağlamak için olan savaşsa alçakçadır.
Dini fanatizm açıkça üretti ve büyük olasılıkla muazzam miktarda çekişme, kavga, şiddet, kan dökülme, cinayet, kan davaları, savaşlar ve soykırım üretmeye devam edecek.
Demokrasi çok yoksul bir sözcük olurdu, eğer onun için birçok erkek ve kadının savaştığı savaş alanlarıyla tanımlanmasaydı.
Bu dünyanın meyveleri hepimizindir, dünya meyveleri ise hiç kimseye ait değildir! Bunu unutursak bittik demektir!' diye haykırsa...İnsan soyu bugüne kadar yaşadığı onca suçu, savaşı, sefaleti ve korkuyu yaşamamış olurdu.
(Rusya-Ukrayna) Savaş, büyük acılara neden oluyor ve demokrasinin küresel gelişmeleri üzerinde de önemli bir rol oynuyor. Bu yüzden demokratik ülkelerin Ukrayna ile gösterdiği büyük dayanışma, ülkedeki halkla ve savaş nedeniyle başka ülkelere göç eden Ukraynalılarla dayanışma anlamında da çok önemlidir.
İçimde bütün dünya dilleri Konuşur şiirler dolusu, Seni anlatırken dilsiz oluyorum, Neden Tokluk uğruna aç topraklar, Süren biz değil miyiz, Güzellik uğruna çirkin savaşlarVeren biz değil miyiz, Namlular gölgesinde aşklar, Ölümler denizinde dostluklarKuran biz değil miyiz, Demek ki ölüm korkutmuyor artık, Demek ki gelecek yakın,Ha bugün ha yarın Varacak olan biz değil miyiz.
Bize parayla çok gördükleri silahları terör örgütlerine “bedelsiz” dağıttılar. İkna edici bir açıklama da yapmadılar. Yıllardır, hem terör örgütlerine, hem de NATO envanterine kayıtlı silahlara karşı savaşıyoruz.
Kobani'nin düşmesini istemeyiz. Kobani'den gelen kardeşlerimize kucağımızı açtık. Kobani'nin düşmemesi için ne gerekiyorsa da elimizden geleni yaparız.
Sancak-ı Şerifi sana, seni Yüce Allah'a emanet eyledim. Tatar Hanı'nın sayı ile amel eyle, onun sözünden dışarı çıkma!
Yirmi yıldan daha fazla bir süredir, Moskova’daki Yahudi Bolşevik Rejim, sadece Almanya’yı değil, bütün Avrupa’yı ateşe vermeyi amaçlıyor… Yahudi Bolşevik liderleri, sadece ideolojik yollarla değil, askeri yollarla da bizleri ve bütün Avrupa’yı yönetmeyi amaçlamakta… Bu Anglo-Sakson Yahudi savaş tüccarları ve Moskova’daki Bolşevik Yahudilerle yüzleşmenin vakti geldi.
Yaşamak isteyenler bırakın savaşsınlar ve bu mücadele dünyasında savaşmak istemeyenler, yaşamayı hak etmezler.
Yahudi kendisine özgü silâhlarla savaşır. Bu silâhlar yalandır, iftiradır, zehirlemedir. O, nefret ettiği milleti, kanlı bir biçimde yok edinceye kadar mücadeleyi hızlandırır.
Volga'ya ulaşmak istiyordum. Belli bir yerine, belli bir şehrine. Tesadüf eseri düşmanımın adını taşıyor ama sanmayın ki sırf bu yüzden oralara kadar gittim. Bambaşka bir isim de olabilirdi. Ne de olsa mütevazıyız. O şehri aldık biz, birkaç tane ufacık yer kaldı. Artık tek bir gemi bile Volga'dan geçemeyecek, işte önemli olan bu!
Şüphe yok ki, bu savaş, ya Alman halkının harap olması ile ya da Avrupa'da bulunan tüm Yahudiler'in yok olmasıyla bitebilir. Ben zaten 1 Eylül'de Reichstag'ta arz ettiğim üzere, bu tür sorunlarda aceleci davranmamak konusunda dikkatliyim. Bu savaş, Yahudilerin istediği gibi olamazdı, yani Avrupa'da bulunan aryan ırkının sona ermesi şeklinde. Düşündüklerinin tam tersine, bu savaş Yahudilerin ortadan kalkmasıyla son bulacaktır. Tarihte ilk defa... ilk defa yalnızca diğerleri kan ağlamayacak. İlk defa bu mücadelede Yahudilerin deyişi tatbik edilecek. Göze göz, dişe diş! Ve bu savaş büyüdükçe, antisemitizm de büyütecek. Bu sözüm, diğer kıtalardaki Yahudiler için de geçerli olacaktır. Yahudi karşıtlığı her kıtaya yayılacak! Yahudilere kin, her ailede ve her mahkûmda gözükecek. Ve sonunda Yahudilerin oynayabilecek bir rolü kalmayacak, en az bin yıldan beri.
Şayet bu harpte mağlûp olursak, bu mağlûbiyet topyekûn bir hezimet olacaktır. Düşmanlarımız hedeflerini o kadar aşikâr şekilde belirtmişlerdir ki, hakkımızda besledikleri niyetler bahsinde hiçbir zaman ümide kapılamayacağımızı biliyoruz. İster Yahudiler, ister Rus Bolşevikleri veya onların ardı sıra gelen düşman sürüsü olsun, Nasyonal Sosyalist Almanya'yı yıkmadan, mahvetmeden, toz etmeden silâhları elden bırakmayacaklarını biliyoruz. Birbirlerine bu kadar zıt iki ideolojinin çarpıştığı böylesi bir harpte, fena biten bir savaşın mutlak bir hezimetle sonuçlanması zaten normaldi. Her iki taraftan da bu mücadelenin tam takatsiz kalınıncaya kadar yürütülmesi gerekmektedir. Bize gelince, biz ya zafere veya kanımızın son damlasına kadar mahvolmaya kararlıyız.