#savaş

Kıratça Napolyon'un alnındaki bir tutam kâküle bile değmeyen bu şımarık, gerçi 13 sene cihangirlik oyunu oynadı. Hem de çocuklar gibi boyalı tenekelerle değil, sezarlar gibi dipdiri insanlar ve sahici silahlarla oynadı. Seferberlikler onun seçtiği sahnelere sürü sürü Türk taşıdı. Boyalı aktör senelerce iskelet çiğneyerek, mahmuzu ile ölülerin etlerini yırtarak ve çamurlu çizmelerini yüz binlerce köylünün al kanında yıkayarak koca Osmanlı coğrafyasının o ucundan bu ucuna koştu. Osmanlı saltanatının yirmi otuz milyonluk halkı bu kızıl oyunun karşısında zincire vurulmuş bir seyirci hâlinde idi. Gözleri kupkuru, bomboş bakıyordu ve şüphesiz için için diyordu ki: — Allah'ım, biliyorum ki bu canavarı doğuran benim!

Lev Tolstoy, henüz Hitler, Mussolini, Franko, Evren, Erdoğan gibiler henüz yeryüzünde yokken “Mezbahalar oldukça savaşlar sürecek” demişti. Henry Ford ise işçileri iliklerine kadar sömüren o pek meşhur fordist bant sistemini mezbahalardan ilham alarak keşfetmişti. Yani dikkat edilirse, insanı hayvandan aşağı kılan bütün özellikleri, insanın insana, insanın hayvana zulmü sayesinde gelişti. Zulüm ettikçe insan yüceldiğini, hükmettiğini, üstün olduğunu sandı. Ama gerçekte yeryüzünün tüm türleri içinde giderek dibe en yakın tür haline dönüştü.

O sırada Paulus'un üzerinde baş komutanı olduğum Altıncı Ordu'yu karşı taarruzlarla kurtarmaya çalıştım - ama bu mümkün değildi. Sonunda Altıncı Ordu'nun ayrılması emrini verdim, ama sonra Paulus çok geç olduğunu ve mümkün olmadığını söyledi. Hitler, Altıncı Ordunun herhangi bir zamanda dağılmasını değil, son adama kadar savaşmasını istiyordu. Hitler'in Altıncı Ordu kaçmaya çalışırsa bunun onların ölümü olacağını söylediğine inanıyorum.

İnsanlık için gerçek tehlike olağanüstü güçlerin, şeytan ya da sadist birinin değil sıradan bir insanın eline geçmesidir. Savaş açmak için nasıl silahlar gerekliyse, milyonlarca insanı yaşamlarını tehlikeye atmaya ve katil olmaya sürükleyebilmek için de nefret, öfke, yıkıcılık ve korku gibi tutkular gereklidir. Bu tutkular savaşı başlatmak için gerekli koşullardır; savaşın nedenleri değildir. tıpkı, silahların ve bombaların kendi başlarına bir savaş nedeni olmamaları gibi.

Birinci Dünya Savaşı insancıllığa indirilen ağır bir darbe olarak topluluk narsisizminin çılgınca doğmasına yol açtı: Birinci Dünya Savaşı’na katılan ülkelerin hepsinde görülen ulusal isteri, Hitler’in ırkçılığı, Stalin’in partiyi putlaştırması, Müslüman ve Hindu dinlerinin bağnazlaşması, Batı’daki bağnaz antikomünizm, Topluluk narsisizminin bu çeşitli belirtileri dünyayı tümden yok olmanın eşiğine getirdi.

Bir tosunun ölü bedeniyle bir insanınki arasında çok fark var mıdır? Parçalara ayrılmış dudaklar, birbirine girmiş iç organlar, fazlasıyla benzer: ilkinin kesimi ikincisinin katlini kolaylaştırır, özellikle bir liderin emri çınladığında, ya da taç giymiş efendinin sözleri uzaktan geldiğinde, "Merhamet etmeyin."

Liste
Yükleniyor…