#samimiyet

Kevin Costner ile ilgili olarak söylüyorsunuz. Bir beyanda bulunulmuş. Yerli veya yersiz bir beyan, bunu alay konusu haline getirmek çok doğru değil. Bugün Kevin Costner'i bu sözünden dolayı eleştirenler, kendisi Türkiye'ye geldiğinde, başındaki şapkada, 'Ne mutlu Türk'üm diyene' yazısı yazdığında susmuşlardı. Halbuki o zaman konuşmaları lazımdı. Mesela ben olsam şöyle konuşurdum, 'Bu iş bu kadar istismar edilmez arkadaş, biz bu kadar elma şekeriyle aldanan bir toplum değiliz, sen Türk değilsin, bunu söylemek için de bir gerekçen yok. Sen sadece bir reklam filminden şu kadar para almış bir insansın. Bizi bunlarla aldatmak, bizim hoşumuza gideceğini zannederek bu tür kılıklara girmek doğru değildi' diye. Bugün televizyonlarda ağızlarını aça aça onu eleştirenlerin bu konuda suskun olduklarını söylemek, aradaki farkı göstermek için yeterli.

Karşımıza sürekli takiyye sözcüğü, samimiyetsizlik çıkmaktadır. İnsanlar gerçek amaçlarını saklamak ihtiyacını duymaktadırlar. Çünkü Anayasa'nın kalıpları içerisinde parti kurmaya, Siyasi Partiler Kanunu'nun kalıpları içerisinde faaliyet göstermeye mecbursun. İfade özgürlüğüne sahip değilseniz, kapatılmamak için, iktidara giderken bir takoza takılıp düşmemek için yalan söylemeye, samimiyetsiz davranmaya, takiyye yapmaya mecbursunuz. Halbuki bıraksanız insanlar terör ve şiddeti teşvik etmedikleri ve kullanmadıkları sürece partilerini kurabilseydiler, biz bugünkü sıkıntılardan belki yıllar önce kurtulmuş olacaktık.

Liste
Yükleniyor…