Neler mi yaptılar, kısa kişisel tarih şudur: a) Tağmaç, darbe yaptığında, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde öğretim üyesiydim. Kovdular. Hakim Yarbay, askeri savcı, Mustafa Deniz, beni, hapsanenin kapısından döndürdü, adını sevgiyle anıyorum. b) Evren, darbe yapınca, hem Gazi Üniversitesi’nden çıkarttılar ve hem hapse koydular. c) Özkök Darbe yapınca, Gazi’den iki kez kovdular ve hep pencereden tekrar girdim. Hapse atmaktan yorulmuşlardı, ayrıca hapishaneden pek taze çıkmıştım, atmadılar.
- Henüz kategori yok.
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
-
Premier Lig'in Zirve Yarışında Tottenham-Manchester Un…08.11.2025
-
Hull City, Portsmouth Karşısında Evinde Galibiyet Arıy…08.11.2025
-
Sakaryaspor - Serikspor Karşılaşması Öncesi Son Durum …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#odtü
ODTÜ'de öğretim üyesi olduğum sıralarda, sınav kâğıtlarını verir ve sınıftan çıkardım:'Kopya çekeceksiniz, ancak sizin ahlaksızlığınız yüzünden, kendi ahlakımı bozamam' derdim. Bana göre sınav kadar eğitimin düşmanı bir kurum yoktur.
21 yıl önce belediye başkanı olduğumda da ODTÜ'de aynı slogan vardı, şimdi de. Bir türlü başlangıç bitmedi.
ODTÜ'nün açılışında kendilerine "devrimci" adını takan "zıpır sosyalistler"in bir kısmının İstiklal Marşı söylenirken yerlerinden kalkmamaları, gerçekten şiddetle kınanmalıdır.
21 yıl önce belediye başkanı olduğumda da ODTÜ'de aynı slogan vardı, şimdi de. Bir türlü başlangıç bitmedi.
ODTÜ’de ülkücüydüm. Devrimcileri dövüp dövüp atıyordum. İki ülkücü vardı: Biri Kürşad Tüzmen, diğeri Üzeyir Kaptan. İkimiz, 10 bin kişilik okulu sustaya çevirmiştik. Zafer Çağlayan diyor ya, “Eskiden tanışıyoruz” diye. O zaman ülkücüydü, şimdi “Kürt’üm” diyor; fark etmez, ülkücü türkücü... ODTÜ’den gider, Yükseliş’te onları dayaktan kurtarırdım.
ODTÜ'de öğrencilerden büyük ilgi gördüm. Sevgi gösterilerinde bulundular. Düşündüm de 12 Eylül 1980'den evvel acaba cumhurbaşkanı böyle üniversiteye gelip rahatlıkla dershanelere girebilir miydi? İşte o noktadan bu duruma gelinebilmiş ise 12 Eylül Harekâtı'nın sağladığı huzur ve güven ortamının yararı kendiliğinden ortaya çıkıyor demektir.
Bizde komünistlik de bayağılaşarak itliğe döndü. Orta Doğu Üniversitesinin işgal kaldırıldıktan sonraki hâlini gördünüz. Bu itler, eşine ancak Amerika'da rastlanabilecek o kültür sarayına layık mıdırlar? Gecekondularda oturan vatandaşlarımızın çocuklarını parasız yediren, içiren, barındıran, okutan kültür sarayını ahıra çevirenlere itten başka ne ad takabilirsiniz?