Kendimi Kur'an ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in sünnetinin belirlediği bir çerçeveye oturtmaya çalışan sıradan bir Müslüman olarak tanımlayabilirim. Bu konuda ulemanın, fukahanın, müfessirinin, hadis şarihlerinin, tasavvuf ehlinin eserlerini mütalaa etmeye çalıştım. Evvelki yıllarda bana tarikat mevzuunda da sualler tevcih edildi. Tarikat mensubu musunuz veya tarikat karşıtı mısınız diye. Her ne kadar bir tarikat mensubu olmasam da tasavvuf büyüklerinin bana ciddi tesiri olmuştur. (The Atlantic'e verdiği röportajdan)
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#kuran
En büyük hikmetlerden biri "İnsan dilinin altında saklıdır" sözü olsa gerek... Bence, bundan daha büyüğü de "Dost istersen Allah yeter, arkadaş istersen, Kuran" sözüdür.
Allah’ın kitabı, kendisine uyanı Allah’ın rızasına götürür. O’na kulak vereni kurtuluşa sevk eder. O kitapla Allah’ın aydın hüccetlerine, açıklanmış farzlarına, yasaklanmış haramlarına, belli nişanelerine, yeterli delillerine, övülmüş erdemlerine, hibe olan ruhsatlarına ve yazılı şeriatlarına ulaşılır.
Bilindiği gibi dinsel inanışın “yaratılış” varsayımını ilk defa ve kendi içinde en tutarlı biçimde sistematize eden kitap Tevrat'tır. Sonraki kitapların tümü bu söylenceyi farklı ifadeler ve kısmi değişikliklerle tekrar etmekten başka bir şey yapmış değillerdir. Hele ki, Kuran'da ifade ediliş biçimi, Tevrat'taki iç tutarlılıktan da yoksun, adeta akılda kalanların, farklı sure yazımlarındaki farklı anımsanmalarının ürünü olarak daha da ilkel ve muğlaktır.
Eğer elimde imkân olsaydı, Kur'an-ı Kerim'i kısa aklıyla, kendi görüşüne göre tefsir edenin boynunu vururdum.
Kuran yaratılışla ilgili bütün bilgileri Tevrat’tan almıştır. Tevrat da Sümer mitolojisinden esinlenmiştir. Aradaki çelişkiyi halka açıklamadığınız sürece evrim kavramını hiçbir surette yerleştiremezsiniz. Bunu yapamayınca da toplumun değişikliklere uyumunu sağlayamazsınız.
IŞİD ve Boko Haram gibi terör gruplarının sadece bir ayeti alıp sloganlaştırıp, 'Bak Allah şunu dedi' deyip onun arkasından kılıç çekmek tam bir cehalet örneği. Allah onu diyor, onların dediği ayet Kur'an'da var. O anlamda doğru olabilir ama bu ayet niçin dendi? Kime dendi? Nerede ve hangi ortamda dendi? Bunu denmesinin amacı neydi? Tüm bunları sormamız gerekiyor? Yani Kur'an-ı Kerim'i bir bütünlük içinde okumamız gerekiyor. Tarih ve toplum içerisinden okumamız gerekiyor. Tarihin akışını göz önüne almazsanız Peygamberimizi de anlamak mümkün değildir.
Sorun beni yitirmeden; çünkü andolsun Allah'a, Kur'an'da hiçbir âyet yoktur ki niçin ve kimin hakkında indi, nerede indi, düzlükte mi, dağlıkta mı, hepsini de en iyi bilenim ben. Gerçekten de rabbim bana, anlayan bir akıl, söyleyen bir dil ihsan etmiştir.
Bütün kitapların özü Kur'an'da toplanmıştır. Kur'an'ın özü, ilk sûre olan Fatiha Suresi'dir. Fatiha'nın özü 'Besmele'dir. Besmelenin özü iste bu (Be) harfidir. Ben de, işte bu (Be) harfinin altındaki noktayım!
Türk halkı, Kuran’ı Türkçe olarak okuyup öğrenebilme olanağına, ancak laik cumhuriyet döneminde sahip olabilmiştir.
Şeytan müslümanların elinden müziği, sanatı, bilimi, güzelliği almıştı. Kuran'da helal olan tüm bu güzellikleri yeniden Müslümanlara kazandırdık.
Kur'an-ı Kerim'den ve Resul aleyhisselamın hadis-i şeriflerinden sonra en kıymetli kitap, İmam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubat kitabıdır. Hanefi mezhebinde en mükemmel ve en kıymetli fıkıh kitabı, İbni Abidin'in Dürrül-Muhtar haşiyesidir. Şafii’de Tuhfet-ül-Muhtac kitabıdır.
Kur'an-ı Kerim şifadır. Fakat şifa, suyun geldiği boruya tâbidir. Pis borudan şifa gelmez.
Müslüman olmak, Allah'ın rızasına teslim olmaktır. Allah'ın kitabındaki gerçeği olduğu gibi kabul etmek zorundasınız. Ama bunu kabul etmemekte serbestsiniz. Kabul ettiğinizde uymak zorundasınız. Kuran'da, "O iffetli kadınlara söyle, başörtülerini, göğüslerinin üstüne doğru indirsinler" diyor. Bir insan Müslümanım diyorsa, örtünmek zorundadır. Değilse örtünmek zorunda değildir. (Yıl: 1992.)