- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#kavram
Hegel'de maddenin saflaşması ancak kavrama dönüşmesiyle mümkündür. İnsan aklının algılama, anlama ve kavramlaştırma süreci, aslında somutun çözümlemesi demektir. Kavram, bu çözümleme sürecinin en üst aşamasıdır. Kavram, tutulabilecek mükemmeliktir. Sonsuz, hızlıdır. Kavram, sonsuz bir hızla inebilmektedir.
Marx düşüncesinin en zayıf yanı, Hegel'in hiç de diyalektik olmayan anlayışına tütmüyle bağlı olmasıdır. Marx'ta kütleden ışınlanan kavramların hareketinde ve bunların akıl tarafından bilinmesinde hiçbir engel olmasıdır. Üstelik bunların uygun kütlesine sonsuz bir hızla inip girebileceğini düşünüyor.
İleri sürdüğüm 'rezerv devlet' kavramı tartışılmalı ve geliştirilmelidir. Polonya ile Irak'ta kurulmakta olan Kürdo-Judaic devletler ele alınmalı ve incelenmelidir.
'Hıristiyan' demokrasisi, 'sosyal' demokrasi, 'gerçek' demokrasi veya 'devrimci' demokrasi, ya da 'halk' demokrasisi; bütün bunlar bir karışıklığın göstergeleridirler. Artık sözcüğün ve kavramın bitişine işaret ediyorlar. Artık önüne bir sıfat almadan söylenemeyen sözcükler veya kavramlar bitmiştirler; 'demokrasi' artık sona ermiş durumdadır.
Bir dilin, felsefe yapma sanatına elvermesi için onun yüksek derecelerde kavramlaşmış ve dil bilgisi kurallarının schématique biçimde belirlenmiş olması zorunludur. Böyle olanlar üstün medeniyet dilidirler. Öyleyse yüksek medeniyet seviyesine erişmemiş bir dilde felsefe yapılamaz.
‘Yok’ dediğimiz de esâsında ‘vardır’. ‘Yok’ olaydı, ondan zâten bahsedemezdik. ‘Yok’un dildeki kullanım anlamı, bir şeyin, haddızâtında varolmuş olup artık olmamasıdır.
Dili bir kelime daha fakir kılmak, bir ulusun düşüncesini bir kavramdan yoksun kılmak demektir.
Bir dilde bir manaya gelen çok kelime varsa bilin ki o dili kullanan millet edebiyatında ancak yapmacıklara özenmiş, kolay güzellikler aramış, kavram bakımından zenginleşememiş demektir.
Osmanlılar üç dili birleştirdiler. Farsça, Arapça ve Türkçe ile muhteşem bir dil yarattılar, Osmanlı Türkçesi. Maalesef onu terkettik, onu terketmek o kadar önemli değil, kavramları attık. Kavramları atınca da düşünme kabiliyetimiz kayboldu, farkında olmadık.