#kariyer

Benim gençliğimde herkeste Amerika'ya gitmek gibi çok yoğun bir istek vardı. Bu yüzden liman cüzdanı çıkarttım ve gemici oldum. Hiç unutmam, bir Panama şilebinde çalıştım. Gemide kimsenin canı sıkılmazdı. Onlara fıkralar anlatır, taklitler yapardım. Herkes çok gülerdi. Sonra askere gittim, orada da arkadaşlarımı çok güldürürdüm. Giderek insanların yüzünü güldürmek bende tutku oldu. Sonra da tiyatro başladı zaten.

Çocukluk aşkım, yaşam kaynağım, tutkum olan futbol hayatım boyunca tarifsiz nice gururlar yaşadım. Yeri geldi mutluluğumu tarif edemedim yeri geldi üzüntümü belli edemedim. Çok kıymetli insanlarla çalıştım, çok kıymetli insanlar tanıdım. Çok da yıprandım, kırıldım. Ama futbola olan sevdam hepsinin üstündeki profesyonelliğim ile kimseyi kırmadan, saygısızlık etmeden bugünlere geldim, en azından böyle olduğunu umut ediyorum. Ben Mehmet Topal; yıllarca beni bağrına basan tüm taraftarlara, çalıştığım tüm kulüplerdeki baştan sona emek veren herkese, tüm başkanlarıma, tüm hocalarıma, benimle yürüyen tüm takım arkadaşlarıma, bizler için emek harcayan medya mensuplarına, her daim yanımda olan canım aileme, dostlarıma ve bana destek veren herkese binlerce kez teşekkür ederim. Hepiniz hakkınızı helal edin. Bambaşka bir serüvenin ilk adımını atmaya giderken hepinizin huzurunda saygı ile eğiliyorum. Hoşça kalın.

Çocuklar şunu anlamanızı istiyorum. O liderler benimle Mehmet Ali Birand olduğum, kara kaşım kara gözüm için konuşmadılar. Şunu sakın aklınızdan çıkarmayın; gazetecilik şartları kendi lehinize çevirme ve değerlendirme sanatıdır. Geleceğin gazetecileri olarak siz de pekala bunu yapabilirsiniz. Kendinizi sakın ola ezik görmeyin, ben dahil kimseyi de kafanızda çok fazla yüceltmeyin.

Çocuklarımla birlikte kariyerimi dengelemek büyük bir çaba gerektiriyor. Çoğu zaman 'Tanrım, ben boktan bir anneyim.' diyorum. Eve gitmek ve çocuklarımı yataklarına yatırmak istiyorum. Ama sonra çocuklarımla çok fazla vakit geçirirsem de, 'Tanrım, ben aslında bir sanatçı olmayı istiyorum.' diye düşünüyorum.

İnanılmaz derecede ünlü bir insan olarak, -özellikle bu ülkede- belirli bir süreliğine sadece insanların onayı dahilinde istediğini yapabiliyorsun. İnsanlar senin üzerinden yaşıyor ve hem sen olmak hem de senin yaptıklarını yapmak istiyor. Ama bu hiçbir zaman böyle devam edemez, çünkü bazı şeylerin olması gerekiyor; Ortalıktan kaybolman, kendini tüketmen ya da kafandaki fikirlerin bitmesi lazım. Evlenip bir sürü çocuk yapman gerek ya da şişmanlaman filan lazım. İçki ya da uyuşturucu sorunun olmalı. Rehabilitasyona girip çıkman gerekir ki herkes sana acıyabilsin. Ya da en basiti kendini öldürmen lazım. Aslında bunların hiçbiri bana olmadığı için insanlar tüm bu “kariyeri bitti, şimdi kendisi de bitti, o başarısız” açıklamalarını yapıyorlar. Ama bunlar kulağa değerlendirmeden ziyade bir dilek gibi geliyor.

Fever albümü bana çok şey kattı. Sanki ben albümü değil albüm beni yarattı. Kıyafetler,şarkılar, konserler o kadar güzeldi ki sanki dünya üzerinde değildim. Ben hala en iyi albümümün Fever olduğunu düşünürüm. Ne açıdan bakılırsa bakılsın tamamen tatmin edici bir albüm.

Liste
Yükleniyor…