#kalkınma

Emellerini, dünyadaki her türlü kötülüğe çanak tutan müstevlilerin emelleriyle tevhid eden ikiyüzlüleri de bilmek zorundayız. Rabbimiz onlara da fırsat vermesin inşallah. Bu sebeple de çalışmak, çalışmak ve dahi çalışmak en başlıca görevimiz olmalıdır. Toplumumuzun, milletimizin, ümmetimizin ve dünya insanlarının iyiliği ve hayrı için çalışmak her birimizin birincil vazifesidir. Ülkemizi gelişmiş ülkeler ligine çıkarmak için de elimizden geleni yapmak zorundayız.

Afrika, geleneksel partnerlerinin yanı sıra Çin, Türkiye gibi yeni ortaklarla da iş birlikleri yapıyor. 30 milyon kilometrekarelik, 1,3 milyar kişinin yaşadığı çok büyük bir coğrafyadan bahsediyoruz. Bu kalabalık nüfus altyapı hizmetlerine ihtiyaç duyuyor ama bu ihtiyacı kamu yardımlarıyla karşılayamazsınız. Bunları gerçekleştirmek için Türkiye gibi partnerlere ihtiyaç var. Türkiye'nin Afrika ile arası zaten çok iyi. Neredeyse bütün Afrika başkentlerine uçan bayrak taşıyıcı Türk Hava Yolları var, kıtada yatırımları olan birçok Türk şirket faaliyet gösteriyor. Bunun yanı sıra elbette başka partnerler de kıtada. Afrika bir rekabet merkezi.

Şu hususu açıkça belirtmek isterim ki nüfus artışı çok olduğu sürece her alanda olduğu gibi eğitim alanında da sorunlar bitmeyecektir. Daima yenileri eklenecektir. Nüfus hareketleri ile kalkınma arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Nüfusu az ya da nüfus hareketlerini belli bir çerçeveye sokmuş yani hızını azaltmış ülkeler daha çabuk kalkınabilmektedirler. Bunun örneklerini dünya üzerinde daima görüyorum. Kalkınmış ülkelerde nüfusun çok az artması dolayısıyla herkese hizmet götürülebilmektedir. Gezdiğim yerlerde 24 çocuğu olanlara rastladım. İsimlerini bile bilmiyor. Olmaz böyle şey. Bu çocuklara yazık değil mi? Bunlar nasıl beslenip okuyacaklar?

Fazla çocuk size de derttir. O çocukları yetiştirmek bir meseledir. Bakabileceğiniz kadar çocuğa sahip olunuz. Bakamayacağınız kadar çocuk yapıp işsiz güçsüz bırakmaktansa bakabileceğiniz kadar çocuğa sahip olmak elbette tercih edilmelidir. Bunun çarelerini sağlık ocaklarında, hastanelerde doktorlar göstermektedir. Onlara müracaat ediniz. Bugün istediğiniz kadar çocuğa sahip olmak elinizdedir. Bunları da sizlere tavsiye ederim. Eğer bu artış hızıyla gidersek daha çok sıkıntılara uğrarız.

Aynen IMF’den borç alırken IMF’ye borç veren Türkiye’ye dönüşmemiz gibi, sadece tarihî ve kültürel miraslarıyla UNESCO tarafından koruma altına alınan zenginlikleri olan Türkiye’den, karar mekanizmasında söz sahibi olan Türkiye’ye gelmek için çok çalıştık. Daha çok çalışacağız 2023’te, 2071’de daha güçlü daha müreffeh olmak için bir olacağız, iri ve diri olacağız ve hep birlikte çok çalışacağız...

Türkiye'miz, çoktan kalkınmış, sanayileşmiş bir ülke haline gelebilir ve çağdaş uygarlığın bugün ön saflarında yer alabilirdi. Böyle bir gelişmeyi emperyalizm engellemiştir. Emperyalizmin kol gezdiği bir ülkede, daha önce mümkün olan kapitalist kalkınma yolu tıkanmıştır. Emperyalizmin pençesinde gerçekleşen bir takım kapitalist gelişmeler, ülkenin kalkınmasına değil, daha çok sömürülmesine yaramıştır.

...gerçek anlamıyla, yeni, adil bir küresel düzen (Davosca söylersek; New Global Context) ancak Türkiye gibi ülkelerin Batı’nın, şimdiye değin, kana boğarak sömürdüğü Somali gibi ülkelere ulaşması ve Batı’dan ayrı olarak, yeni bir kalkınma paradigmasının ortaya çıkmasıyla olur.

Liste
Yükleniyor…