"Türk kadını" hiçbir şeyi kendi hakkı ile almadı. Ne bir kadın hareketi var, ne de bir eylem. Hepsini Atatürk verdi. Kıymetini bilmiyor.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#kadın hakları
Ben durumumu geminin üzerinde yolculuk yapmakta olan bir kişi ile karşılaştırıyorum. Gemi battığında yolcular okyanusa düşer ve yüzmeye devam etmekten başka seçenekleri yoktur. Bizim toplumumuzda kadınların sahip oldukları her hakkın ters yüz edilmesiyle olan şey budur. Başka bir seçeneğim yoktu. Yorulamazdım, umudumu yitiremezdim. Onu yapmak için bile zaman ayıramazdım.
Köktencilikleri Hinduizm, Hıristiyanlık, Musevilik, Budizm olsun kadınlara baskı yapan dinleri eleştirdiğim zaman hiç kimse beni ölümle tehdit etmiyor.
Hiçbir din kadın-erkek arasında eşitliği övmüyor, öğütlemiyor. Tüm dinler kadınlara düşman. Hepsi kadına baskıyı teşvik ediyor, hepsi kadınların erkeklerle aynı haklardan yararlanmasını engelliyor. Hiçbir biçimde kadının özgürlüğüyle bağdaşmayacak ataerkil sistemlerin ilelebet sürmesini istiyor.
Kadınlar türban taşımayı reddetmeli. Eğer bir biçimde takmak istiyorlarsa o zaman, bu onların özel hayatı olmalı.
Kadınlarımızı korumak için bir türlü harekete geçmeyen yetkililer bu cinayetlerden kendilerinin de sorumlu olduklarını düşünüyorlar mı acaba?
Ben solcu bir kadınım, solcu bir partiyle kadın davasının daha çabuk çözüleceğini pek zannetmiyorum. Zaten solcu bir parti de, öteki partiler gibi erkekler tarafından yönetilmektedir. Kadınlar konusuna yaklaşmak gerekince de, bunlar solcu erkekler gibi değil de tıpkı düpedüz erkekler gibi davranmaktadırlar. Zamanla anladım ki kadınların mücadelesiyle pekiştirilmezse sınıflar kavgası aldatıcıdır. Çoğu sosyalistler cinsel karşıtlığı sınıfsal karşıtlığa göre ikincil saymaya yatkındırlar. Oysa kendilerine sosyalist denilen ülkelerde şu bizim MLF (Kadınların Kurtuluş Hareketi) gibi bir hareketi örgütlemek yasaktır. Bence mücadeleyi iki düzeyde birden yürütmekte yarar var, karıştırmakta değil. Erkekler, partileri ne olursa olsun, kadınların yaşantısını gerçekten hesaba katamıyorlar.
Emeğin ve alın terinin sömürülmediği, kadının erkeğe oranla geri sayılıp ezilmediği, insanların tüm yeteneklerinin özgürce serpilip gelişebileceği, insanın kendini insan olarak gerçekleştirebileceği bir toplum düzenine kavuşamaz mıyız?
Her kadının 'Başbakan beni kuluçka makinesi mi, erkeklerin zevkine sunulmak üzere bir mal olarak mı görüyor?' diye sorması gerek. Kadınlarımız, kendisine 'Gördüğünüz ilk erkekle uzatmayın evlenin.' diyen bir adaya nasıl oy verir?
Bir kadın, bir erkekle eşit konuma gelebilmek için erkeklerden daha çok çalışmak, daha büyük bedeller ödemek zorunda kalmıştır.
Kadınlar artık erkeklerin kölesi olmayacak, onlara bağımlı olmayacaklar. Eğitimde, haklarda, ayrıcalıklarda ve kişisel özgürlükte eşit olacaklar.
Burkaya karşı içten bir tiksinti hissediyorum, çünkü bu benim için kadınların ezilmesinin bir simgesi.
Kadın çalışamaz diye bir kural yoktur dinimizde. Kadını harcayamaz erkek müminler diye bir kural var. Biz kadın çalışamaz demiyoruz, kapitalizme kurban edemeyiz kadınlarımızı diyoruz. İhtiyacı olduğu için çalışan kadın ayrı, çalışmazsam erkeğe muhtaç olurum diye çalışan kadın ayrı. Batı kültürünün erkekleştirdiği kadın türüne karşıyız biz. Cinsiyetle oynanır gibi kadının fıtratıyla oynanmasına karşıyız. İş sahiplerinin istedikleri kıvamda genç kızları sekreter olarak çalıştırmalarına karşıyız biz. Kadını göz zevki tatmin etmek için, toplumu dejenere etmek için kullanılmasına karşıyız...Ama ihtiyacı olan kadın çalışamaz diyemem, Allah müsaade etti bir şeye, Allah'ın müsaade ettiğine kim karşı çıkabilir? Böyle bir haram yok dinimizde...
Sırf kadın olduğun için, elin serserisine boyun eğmeyi mecbur kılan, saçının kaç teli gözüktü, manton bol değildi diye baldırı çıplaklara sana vurmaya hak veren siyaset mi olur Allah aşkına.
Beyaz erkekleri bir kadın sürücüyü aşağılamak kadar tahrik eden başka bir şey yoktur. Hayvan bozuntusu maçolar tahrik olur böyle bir şeyden!
Tam bağımsızlık olmadı mı, tam mutluluk da yoktur. Zavallı kadınlarımız! Bu mutluluğu aranızdan ne kadar azı tadabiliyor!
Artık kadınların yaşam tarzında bir devrim gerçekleştirmenin zamanı gelmiştir. Kadınlara yitirdikleri onurlarını geri vermek ve insan soyunun bir parçası olarak dünyanın dönüştürülmesine katkıda bulunmalarını sağlamak için geç bile kalınmıştır.
Kadınlar özgürleştikçe, erkekler de daha özgür olacaklardır. Çünkü birisini köleleştirdiğinizde, siz de köleleşmiş olursunuz.
Bir toplumun kadınları, eğitimsiz olduğu sürece başarıya ulaşma şansı yoktur, Leyla. Hiç yoktur..
Kur'an-ı Kerim'de yerine getirilmesi gereken birçok iyi emirleri yerine getirmeyiz de işimize geldiğinden, erkek olarak kıskançlığımızdan, kadını bir mal olarak kabul etmemizden dolayı onları eve kapatmayı, yüzünü kimsenin görmemesini isteriz. Bütün mesele buradadır. Zavallı kadınlar ise ne ayeti bilir ve ne de okumuştur. Hoca öyle söylemiştir diye ona körü körüne inanmıştır. Kocasından da korkmaktadır. Eğer bilse ki o ayetler söylendiği kadar katı değildir, o zaman doğruyu bulacaktır.