- Henüz kategori yok.
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
-
Premier Lig'in Zirve Yarışında Tottenham-Manchester Un…08.11.2025
-
Hull City, Portsmouth Karşısında Evinde Galibiyet Arıy…08.11.2025
-
Sakaryaspor - Serikspor Karşılaşması Öncesi Son Durum …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#işkence
12 Eylül'den sonra 48 mahkemede anamdan emdiğim burnumdan geldi. Parmaklarımızdan cereyanlar vererek bizi sorgulamaya tabi tuttular. 'Niye ayet okudun, niye hadis okudun?' dediler. Bir hoca bir ayet okumuş ne var bunda?
Sistem maksimum hız ve maksimum yeterlik peşindedir, burada amaç hayvanlara, işçilere ya da halkın sağlığına önem vermek değil, kazanç elde etmektir. Mezbahalardaki hayvanlar bilinçleri yerindeyken zincire asılır, burun ya da anüslerinden kancalara takılır, yukarı kaldırılır, kanı akıtılır, parçalara ayrılır, derileri sökülür, kaynar suya atılırlar. Hayvanlar ölmeden önce mezbahanın içinde yarım millik bir yol gider, on dakikalık elektriktro şok verilir, dövülür ve nihayetinde tamamen ölmeden de adım adım parçalara ayrılırlar.
Hayvan hakları, hayvanların bizimle eşit olduğunu söylüyor; ne de olsa hepimiz hayvanız, sadece öteki hayvanlardan söz ediyoruz; hepimizin acıdan, işkenceden, ölümden uzak olmak istiyoruz; özgür olmak ve aile üyelerimizle beraber olmak istiyoruz.
İnsanların yediği et, kendilerini savunamayan günahsız ve zararsız varlıkların çektiği acı ve işkencedir. Dökülmüş kanları intikam çığlığı atar, insana ve üstünde yaşadığımız gezegene lanet okur.
İki tarafta da arzuyu gurura hesap vermeye çağıran iç muhasebe anları olmasaydı, kendi kendini yiyen aşkın işkenceleri ne kadar azalırdı.
Bir iş, bir uğraş değil; işkencedir bu ve bu eziyete maruz bırakılanlar altı ila sekiz yaşlarındaki çocuklardır.
Siyaset, sömürü ve rant için kullanılıyor. Hayvanlara yaşatılan bu işkenceyi kabul etmiyoruz.
İnsanın kefareti, dua, oruç, mazoşizm, kırbaçlama ve diğer işkence biçimleriyle kendini mümkün olduğunca sefil hale getirmekten ibarettir.
Beni bir at arabasının altına doğru sürükleyip atın kuyruğuna bağladılar. Ben kendimi kurtarmaya çalışana kadar kişneyip şaha kalkan atın birkaç çiftesini yemiştim bile.
(Kürtçe olarak) Amca çek git Allah'ını seversen. Bunlar seni şey yapıyor biliyorum sana, öldürecekler bunlar, ben bunları tanımıyor muyum? Bunlar, işkence edecektir, otuz kişi öldürdüler şimdiye kadar, günahsız otuz kişi öldürdüler bunlar bugüne kadar, yüzlerce çocuğun, yüzlerce, yüz binlerce insanın kanına girmediler mi, açlıktan sefaletten.
Bu paşalar maşalar (Kürtçe devam ediyor) bunlar elektrik cereyanına tutup öldürürler. Taylan'ı ne yapmıştı sokak ortasında, günahsız adamı vurup öldürdüler, ne yapmışsın vurup öldürdüler. Herkesi öldürecekler bunlar, ben kendimi bunlara pahalıya ödeteceğim, ben de öldüreceğim.
Bu yaşam bana bir işkence gibi görünüyor, bu, amaçsız çekiç sesleridir, yaşam boyu gürültü patırtıdır, fasılasız, sevinçsiz, kronik çalkantıdır.
Çelişki seni öldürür. Çelişki işkencedir. Çelişki buz tutmuş bir göldür. Çelişki buz tutmuş gölün çatladığı andır. Çelişki, göldeki çatlağa saplanıp donmaya başlamandır. Çelişki, yardım istemek için açtığın ağzına dolan sudur.
Hayvanlar mülkiyet olduğu için, insanlara verilirse işkence olarak göreceğimiz "insancıl muamele" olarak düşünüyoruz.
Sinirlerimi böyle geren ve bedenimin büzülüp geri çekilmesine yol açan şey umuttu -her türlü işkencenin üstesinden gelen umut- idam mahkumunun kulağına Engizisyon zindanlarında bile kurtuluşu fısıldayan umut.
Tuz buz etseler de her yanımızı, elimizi kolumuzu kırsalar da, dişlerimizle tutunabilmeliyiz.
Karakollarda işkence gören bizler olduk. Meydanlarda kurşunlanan yine bizler olduk. Bakanların emriyle hapishanelere atılan bizler olduk. Buna rağmen kişi güvenliğini bozan olmakla itham ediliyoruz. Yukarıda anlatılan asıl kişi güvenliğini bozanlar ise serbestçe meydanlarda dolaşmaktadır.