#insanlık

Sonunda annelerimizin sütünden kesilsek, bireysel sorumluluklarımızla yüzleşip büyüsek de toplamda insanlık olarak hiçbir zaman büyümüyor ve “tabiat ana”nın sütünden kesilmiyoruz. Onun sütünden kesilmemiz demek bu gezegendeki varlığımızın sona ermesi demek. Etinden, sütünden, derisinden sonuna kadar arsızca yararlandığımız ve kendimizden aşağı gördüğümüz ineklerle ilişkimiz bunun en somut örneği gibi geliyor bana.

Her ne kadar şehirlerde yaşıyor olsak da, her şeyimizle doğanın kaynaklarına bağımlıyız. İnsanın sanayi devriminin ardından evrimini kendi ellerine almasıyla birlikte bu gezegende bir kansere dönüştüğü düşüncesine büyük ölçüde katılıyorum. Göründüğü kadarıyla insanlık, gezegendeki bu kolonileşmiş varlığıyla, yerleştiği bünyeyi çökerttikten sonra kolonileşeceği başka bünyelere (yeni dünyalara) sıçramaya güdümlü bir virüsten pek farklı değil.

Anında küresel bir bilinç, insani bir yönelim, dünyanın durumundan yoğun bir memnuniyetsizlik ve bu konuda bir şeyler yapma dürtüsü geliştiriyorsunuz. Ay'dan bakıldığında uluslararası politika çok önemsiz görünüyor. Bir politikacıyı ensesinden tutup çeyrek milyon mil uzağa sürüklemek ve "Şuna bak, seni orospu çocuğu" demek istiyorsunuz.

Liste
Yükleniyor…