Kelimeden önce de Yalnızlık vardı. Ve Kelimeden sonra da var olmaya devam etti Yalnızlık... Kelimeler, Yalnızlığı unutturdu ve Yalnızlık, Kelimeyle birlikte yaşadı insanın içinde.
- Henüz kategori yok.
-
Kasım'ın En Büyük Fırsatları: Teknolojiden Giyime, Ev …10.11.2025
-
Ozan Akbaba'dan 'Çek Tetiği' Başarısı ve Konser Sahnel…10.11.2025
-
Hava Durumu Raporu: Gece Gündüz Farkı Sürerken Hafta S…10.11.2025
-
Galatasaraylı Eren Elmalı Bahis Soruşturmasında: PFDK'…10.11.2025
-
Türk Futbolunda Kapsamlı Bahis Operasyonu: Tutuklamala…10.11.2025
-
Endonezya, İnsan Hakları İhlalleriyle Anılan Suharto'y…10.11.2025
-
Motorine Yeni Zam Geldi: Litre Fiyatları Yükselişte10.11.2025
-
Haluk Bilginer ve Feyyaz Yiğit'in Başrolündeki 'Yan Ya…10.11.2025
-
Yatsı Namazının İslam'daki Yeri ve Kılınış Rehberi10.11.2025
-
PFDK'dan Zorbay Küçük Hakkında Kritik Karar: İdari Ted…10.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#insan
Kişioğlu düzeltemediği kusurlarını giderek birer üstünlük, birer erdem saymaya başlar.
Bir insan kendi ölümü ile değil, kendisini sevmiş, yahut sadece tanımış en son insanın da toprağa düşmesiyle ölür.
İnsanda adalet duygusunu oluşturan, bu duyguyu canlı tutan kaynak, insanın ruhsal derinliği, insanın manevi yönüdür. Bir toplulukta ruh unutulmuşsa, manevi istekler yoksa, o toplumda gerçek anlamıyla sağlıklı insanların bulunmadıklarını hemen anlarız. Kimse, öldürülmüş ruhunun davacısı değil.
Ve Allah, bir çölde, hiçliğin ortasında, insanlığı eğitmeye başladı; seni de eğitmek isterse nerede olduğunun hiçbir önemi yok.
Keşke, insanlar birbirine verdikleri ilgiyi doğaya da verseler, sokaklarına da, denize de, kuma da. Bizi güzel canlı yapan doğa. Düşünün sonumuz toprak…İlle de toprak olunca mı anlamak lazım?
İnsan o kadar harika bir varlık ki, bütün erdemlerini aynı anda saymak asla mümkün değil. Onu ne kadar çok çalışırsanız, o kadar çok yeni ayrıntı ortaya çıkar ve açıklamaları sonsuz olur.
Bazı insanlar bir eşya bile değil, eşyanın üzerinde bir leke veya benek gibi dururlar.
'İnsan eşrefi mahlûkat'mış. Tanrı kelâmı olarak Kitap'ta öyle yazıyor ya! Yani canlıların en şereflisiymiş insan! Bankerin, armatörün, fabrikatörün, gladyatörün, piyasacı aktörün, sömürgeci dublörün, soyguncu sektörün, dinci rektörün, zalim yandaşı kalemşörün, özel timci silahşörün adı Şeref olsa ne yazar!
İnsan canlıların en şereflisiymiş! Yazık değil mi kurbağaya? Ben şahsen en ufak bir şerefsizliğini görmedim! Kimi arkadan hançerlemiş, kime yalan söylemiş, kimi 'rızkın havadan düşecek' diye avutup açlıktan öldürmüş, kimi kölesi kılıp çalıştırmış, kime iftira atıp süründürmüş? Zindan mı kurmuş, 'sürüm sürüm sürünesin' diye beddua mı etmiş, aklın yolunda gideni, coşkun bakanı ipe mi çekmiş, hakkını arayanı boka mı sokmuş? Toros'un ırmaklarında Soros'un düdüğünü mü öttürmüş? Ne yapmış? Yazık değil mi tilkiye? Kurnaz da yani, din mi icat etmiş? Yalancılığı bülbül mü bulmuş, denize zehirli atığı kumrular mı dökmüş? Ozonu kırlangıçlar mı delmiş, toprağı kirpiler mi hormonlamış?
Yani canlıların en şereflisiymiş insan! Bankerin, armatörün, fabrikatörün, gladyatörün, piyasacı aktörün, sömürgeci dublörün, soyguncu sektörün, dinci rektörün, zalim yandaşı kalemşörün, özel timci silahşörün adı Şeref olsa ne yazar!
İnsan canlıların en şereflisiymiş! Yazık değil mi kurbağaya? Ben şahsen en ufak bir şerefsizliğini görmedim!