#hümanizm

Mümkün olan en sistemik, en bütüncü, en kapsayıcı, en cesur vizyona; hümanizmin yıkıcı yabancılaşma ve patolojisini aşan bir vizyona ihtiyacımız var. Oluşturabileceğimiz en tavizsiz ve artık reformize edilemeyecek olanı devrimle dönüştürebileceğimiz en radikal politika biçimine ihtiyacımız var, yoksa ölmekte olan bir dünyadaki kaos ve şiddet tarafından gömülecek, onun gelgit dalgalarıyla sular altında kalacağız.

İnsancılık bir önyargıdır, gericilik ve yıkıcı bir üstünlük iddiasıdır; olgunlaşmamış, işlevsiz, antika ve bayat bir dogmadır; Akıl kilisesinden çıkma bir çeşit fundamentalizmdir, bir kabile ahlakıdır- birisinin sizin kabilenizden birisini öldürmesi yanlıştır ama diğer kabileye yönelik barbarlık mazur görülür. İnsancılık sahte bir evrenselciliktir, bir Kant şarlatanlığıdır, etiğe yönelik ikiyüzlü bir hiledir, işlevsiz bir insan kimliği ve bizi daha derin bir evrimsel çıkmaz sokağa sürükleyen kozmolojik bir haritadır.

Hayvan özgürlüğü, insanlardan diğer hayvanlardan üstün olduğu şeklindeki inançlarından vazgeçmelerini ve türler arasındaki Berlin Duvarı’nı yıkmalarını talep ediyor. Hayvan özgürlüğü insanlardan güçlü olmanın sorumluluk gerektirdiğini, güçlü olmanın haklı olmak anlamına gelmediğini, gelişmiş bir neokorteksin doğaya tecavüz edip onu talan etmek için hiçbir şekilde bir sebep olmayacağını idrak etmelerini talep ediyor. Hayvan özgürlüğü, insanlardan etik bakış açısında ciddi bir sıçrama yapmak adına hümanizmin konforlu sınırlarını aşmasını, ve böylece ahlâk skalasını akıl ve dilden sentiense (kendi varlığının bilincinde olma özelliği) ve özne olmaya doğru yükseltmesini gerektiriyor.

Eğer kötülükler yok edilecekse, biz yok etmeliyiz. Eğer köleler serbest bırakılacaksa, biz serbest bırakmalıyız. Eğer yeni gerçekler keşfedilecekse, biz keşfetmeliyiz. Eğer elbisesizler giydirilecekse; açlar doyurulacaksa, adalet yerini bulacaksa; işçilik ödüllendirilecekse; batıl akıldan kovulacaksa; korunmasızlar korunacaksa ve sonunda doğruluk zafer kazanacaksa bunların hepsi insanların eseri olmalı. Geleceğin büyük zaferleri insanlık tarafından kazanılmalı ve sadece insanlık tarafından kazanılmalı.

Sekülerizmde gizem, maskaralık, rahipler, seremoniler, sahtelik, mucize ve cezalandırma yoktur. Kır zambaklarının nasıl büyüdüğüne kafa yorar, yarın için kaygılanır. Bütün dünyaya şunu söyler: Yiyebileceğinizi, içebileceğinizi ve giyinebileceğinizi unutmayın; zevk alabileceğinizi unutmayın; istemeyebileceğinizi unutmayın; verebileceğinizi ve asla ihtiyaç duymayabileceğinizi unutmayın.

Basitçe ifade edersek, hümanizm cennete, cehenneme, Tanrı'ya, tanrılara ve doğaüstü olan her şeye olan inancı reddederken, aynı zamanda insanların iyi, sevgi dolu ve fedakar olma konusunda olumlu potansiyele olan inancını onaylar. Hümanizm, inancı akıl lehine reddeder, kanıta dayalı düşünme lehine batıl inancı reddeder ve bir tanrıya tapınmanın yerine insanlığa ve doğal dünyaya duyulan takdir ve sevgiyi koyar.

Liste
Yükleniyor…