#hristiyanlık

Hristiyanlık bitecek. Kaybolacak ve sönecek. Bunu savunmama bile gerek yok, haklıyım ve doğru olduğum görülecek. Şu an İsa'dan daha popüleriz ama hangisi ilk gidecek bilmiyorum, Rock 'N' Roll mu Hristiyanlık mı? İsa fena değildi ama onun havarileri odun ve sıradanlardı. Onların bu işi bu kadar çevirmeleri Hristiyanlığı mahvediyor.

Demokrasiyi Hristiyanlıkla aynı kefeye koyamayız çünkü dünyadaki en büyük demokrasi Hindistan'dır, ki bu da esas olarak Hindu'dur. Üçüncü en büyük demokrasi İslami olan Endonezya'dır. Demokrasi ve özgürlük, Hıristiyan inançlarına bağlı değildir.

Bir Hıristiyan inancına bu üç gerçek ile sarılmalıdır: Kutsal Yazıtların gerçekleriyle, içgüdüleriyle keşfettiği gerçeklerle ve yanılmaz akıl zenginliği ile. Dalkavukluk geçimini sağlamaktansa bu üç gerçekle acı içinde ölmek daha iyidir.

Missouri Synod Lutheran kilisesinde büyüdüm. Hıristiyanlığın gerçek din olduğu konusunda hiç şüphem yoktu. Yaşım ilerledikçe (lise, kolej), daha çok Fundamentalizm'e yönelmeye başladım. Üniversiteden mezun olduktan sonra ilk bilgisayarımı aldım ve Prodigy'ye abone oldum. Ben her zaman LDS ve diğer 'kültür' kurullarında, cehenneme giden yolda olduklarına ikna oldum ve onları kurtarmak için onlara gerçeği getirmek benim işimdi. Sonunda "İnanç İnancını Kaybettim" yazan bir ateistle karşılaştım. Bunu, ateistleri daha iyi anlayarak onları Hıristiyanlığa daha başarılı bir şekilde dönüştürebileceğim niyeti ile yaptım. Bir haftasonu kitabı okudum ve okuduğum şeye şok oldum. Bu şeyleri daha önce hiç duymamıştım. Hemen Hıristiyanlığa olan inancımı kaybettim.

Sevginin ne olduğunu anlıyorum ve bu bir daha asla Hıristiyan olamama nedenlerinden biri. Aşk kendini inkar değildir. Aşk kan ve ıstırap değildir. Aşk oğlunu kendi özelliğinizi yatıştırmak için öldürmüyor. Sevgi nefret ya da gazabı değildir, milyarlarca insanı eziyete boyun eğdirir, çünkü egonuzu kızdırırlar ya da kurallarına uymazlar. Sevgi itaat, uygunluk veya teslimiyet değildir. Otorite, ceza veya ödüle bağlı sahte bir aşktır. Gerçek aşk, sağlıklı, korkusuz bir insan tarafından özgürce verilen saygı ve hayranlık, merhamet ve nezakettir.

Maide Suresi 15. ayetten biliyoruz ki kendisine kutsal kitap verilen pek çok din mensubu gerek Yahudi, gerek Hristiyan gerek Sabiiler gerekse başka kutsal kitaba inanan ümmetler olsun Allah'ın kendilerine verdiği pek çok emri, ayetleri saklamışlardır. Şirk başta olmak üzre, namaz, oruç, zekat, hac, faiz gibi pek çok konuda Allah'ın ilgili ayetlerini gizlemişlerdir. Ehl-i Kitap'ın en sevmediği şey, duydukları zaman çılgına döndükleri şey Kuran-ı Kerim'dir. Çünkü tüm sistemlerini çökertir. Bundan dolayı Kuran-ı Kerim'i Allah'ın kitabı olarak kabul etmemek için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Batı'da İslam Araştırmaları Merkezleri kurmuşlardır. Orada doktora yaptırırlar. Kuran'ın tarihsel bir kitap, indiği dönem için geçerli olup günümüz için kabul edilemez bir kitap olduğunu iddia ederler. Yahudilik ve Hristiyanlıkta imanın şartlarından biri; son kez gelecek bir nebiye inanmaktır. Son nebi peygamberimiz Muhammed Mustafa'dır, dolayısıyla son kez inen kitap Kuran-ı Kerim'dir. Ama onlar Kuran'dan kaçmak için henüz bekledikleri Mesih'in gelmediğini iddia ederler. Yahudiler İsa'ya ve Muhammed Mustafa'ya sahtekar dedikleri için bir başka bir Mesih beklediklerini söylerler. Hristiyanlar ise peygamberimize sahtekar dedikleri için İsa'nın beklenen Mesih olduğunu iddia ederler. Maalesef bizim mezhepler ise hem Mehdi'nin hem İsa'nın geleceğini söylerler.

Maide Suresi 15. ayetten biliyoruz ki kendisine kutsal kitap verilen pek çok din mensubu gerek Yahudi, gerek Hristiyan gerek Sabiiler gerekse başka kutsal kitaba inanan ümmetler olsun Allah'ın kendilerine verdiği pek çok emri, ayetleri saklamışlardır. Şirk başta olmak üzre, namaz, oruç, zekat, hac, faiz gibi pek çok konuda Allah'ın ilgili ayetlerini gizlemişlerdir. Ehl-i Kitap'ın en sevmediği şey, duydukları zaman çılgına döndükleri şey Kuran-ı Kerim'dir. Çünkü tüm sistemlerini çökertir. Bundan dolayı Kuran-ı Kerim'i Allah'ın kitabı olarak kabul etmemek için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Batı'da İslam Araştırmaları Merkezleri kurmuşlardır. Orada doktora yaptırırlar. Kuran'ın tarihsel bir kitap, indiği dönem için geçerli olup günümüz için kabul edilemez bir kitap olduğunu iddia ederler. Yahudilik ve Hristiyanlıkta imanın şartlarından biri; son kez gelecek bir nebiye inanmaktır. Son nebi peygamberimiz Muhammed Mustafa'dır, dolayısıyla son kez inen kitap Kuran-ı Kerim'dir. Ama onlar Kuran'dan kaçmak için henüz bekledikleri Mesih'in gelmediğini iddia ederler. Yahudiler İsa'ya ve Muhammed Mustafa'ya sahtekar dedikleri için bir başka bir Mesih beklediklerini söylerler. Hristiyanlar ise peygamberimize sahtekar dedikleri için İsa'nın beklenen Mesih olduğunu iddia ederler. Maalesef bizim mezhepler ise hem Mehdi'nin hem İsa'nın geleceğini söylerler.

Liste
Yükleniyor…