#hayvan sömürüsü

Bugün ABD ve Britanya gibi ülkelerde çatışmalara sebep olan esas konular ırk, toplumsal cinsiyet, sınıf, küreselleşme veya savaş değil, hayvanların ve yeryüzünün sömürülmesi. Sınıf mücadelesi dönemi bitti; ana-akım feministler, gey ve lezbiyenler, siyahlar, parçalı kimlik politikalarıyla sisteme zarar vermeyecek biçimde marjinalleşmiş durumdalar; solcular ve postmodernistler de kendi içine kapalı seminer ve konferans ağlarında teori parçalayıp “radikal” olma iddiasındalar. Bu arada, yeni eko-savaşçılar, hayvan esirlere ve yeryüzüne özgürlük talepleriyle karanlık gökyüzünü alevlerle aydınlatıyorlar. Britanya’da bir terör uzmanı, Kuzey İrlanda’yla yaşanan gerilimlerin azalmasından beri hayvan hakları hareketinin ülkedeki en büyük “şiddet” kaynağı olduğunu söylüyor. ABD’de “yurtiçi terörist” gruplar listesinin başında kar maskeli ALF ve ELF üyeleri yer alıyor.

Onbeşinci yüzyılda Avrupalılar Afrika’yı sömürge haline getirmeye başlayıp İspanya ilk uluslararası köle pazarını kurduğunda, hayvanları sömürmek için kullanılan metaforlar, modeller ve teknolojiler insan kölelere karşı eşdeğer bir zulüm ve güçle kullanıldı. Afrikalıları kendi doğal ortamlarından ve yuvalarından çalmak, acı içerisinde çığlık atan aileleri birbirinden koparmak, kölelerin vücutlarının etrafına zincirler sarmak, onları kıtadan kıtaya daracık bölmelerde çektikleri acıları ya da ihtiyaçlarını göz ardı ederek nakletmek, derilerine onların bir eşya olduğunu gösteren sıcak demirle damga vurmak, onları hizmetçi diye açık artırmada satışa çıkarmak, hizmet ve emekleri için üremeye zorlamak, çıkar elde etmek için hepsini sömürmek, onları nefret ve öfkeyle dövmek ve yığınlar halinde öldürmek… işte siyah kölelere uygulanan bu korkunç olayların hepsi ve daha nicesi öncelikle hayvan sömürüsü aracılığıyla geliştirildi ve mükemmelleştirildi.

Terörizm, ideolojik, siyasî ya da ekonomik saiklerle masum kişilere kasıtlı biçimde şiddet uygulamak demekse, insanların, bir hayatın öznesi olan insandışı hayvanlara karşı yürüttüğü savaş da terörizmdir. Kürk çiftlikleri, sınaî çiftikler, hayvan deneyleri vs. terörist endüstrilerdir; bu endüstrileri destekleyen devletler de terörist devletlerdir. Gerçek kitle imha silahları, hayvanların bedenleri üzerinde deney yapmak, onları öldürmek, yaralamak ya da tüketmek için kullanılan gazlar, tüfekler, bayıltıcı silahlar, çatallar ve bıçaklardır.

İnsanlar hayvanlara şiddet uyguladığında birbirlerine de şiddet uyguluyor; hayvanları kendi tüketimleri için basit kaynaklar gibi kullanarak bir araç haline getirirken aslında kendi psikolojik büyümelerini baltalıyor, şefkat kapasitelerini yok ediyorlar; hayvanların yaşam alanlarını yıkıp yok ederken aslında kendilerinin de ihtiyaç duyduğu ekolojik sistemleri sakat bırakıyorlar; hayvanları yemek için katlettiklerinde aslında dünyadaki açlık sorununun çoğalmasına sebep oluyor, birçok şekilde çevre krizini şiddetlendiriyor, kendi sağlıklarını mahvediyor, insan kaynağı bütçelerini buharlaştırıyorlar.

Bizler bu dünyanın canlılarıyla avcı insan elinde mızrağıyla ormana daldığından beri savaş halindeyiz. İnsan emperyalizmi hayvanları her yerde köleleştirdi, baskı altına altı, öldürdü, parçaladı. Etrafımızda canlılar için hazırlanmış köle kampları yer alıyor, endüstriyel çiftlikler ve dirikesim laboratuvarları, Dachau ve Buchenwald toplama kampları var her yanımızda. Hayvanları gıda için katlediyoruz, onları kendi keyfimiz için aptalca numaralar sergilemeleri için zorluyoruz, spor adına onları tüfeklerle vuruyor, kancalar takıyoruz. Hayvanların yuvası olan yabanı paramparça ettik.

Kesim zincirindeki her insanın bir hedef olacağından endişelenmesi gerekir. Köleleştirilmiş ve mahvolmuş yaratıkları hayvan sömürü işletmelerinin yönetim kurullarında besleyen ahlaksız ellerden: fabrika çiftlikleri, yem yuvaları, mezbahalar, paketleme fabrikaları.

Sosyalizm, siyasal solun çoğunun hedefi, hâlâ aydınlanmış hayvan savunucularının hedefi, çünkü sosyalist bir sistem hayvan sömürüsünü ve cinayetini teşvik eden kâr teşviklerini ortadan kaldıracak. Sosyalist toplumlar, sosyalist toplumlar kapitalist toplumlar gibi öldürmek ve kişi başına düşen hayvanların yarısını tüketmek gibi, kapitalist toplumlardan çok daha insancıl olduklarını kanıtlar.

Sirklerde, çiftliklerde, laboratuvarlarda, mezbahalarda ve diğer şeytani karanlık yerlerde acı ve korkudan başka seçenekleri olmayan kardeşlerime. Üzgünüm, ben çok üzgünüm. Ama savaş devam edecek. Sömürülen, suistimal edilen tek bir hayvan kalıncaya dek devam edecek, ve bir tek hayvan kalması bile bizim için fazla. Son birey de özgür kalana dek savaş devam edecek. O son zaferi kazanacak olanlar, sizlere teşekkür ederim. Sizlere çok teşekkür ederim. Bu arada, hayvan özgürlüğü için mücadele etmeye devam edelim, her ne şekilde olursa olsun.

Buzağılar… Küçücük buzağılar o derme çatma kafeslerde güç bela yatabiliyorlar. Zorla ayakta durabiliyorlar ve insanlar dana etinin beyaz olmasını istediği için sonlara doğru demirden de mahrum bırakılıyorlar. Öyle ki artık kendi idrarlarını içmek istiyorlar ve içiyorlar da. Sonunda mezbahaya giderken de bacakları kırılıyor çünkü yürüyemiyorlar. Aynı şey domuzlar ve başka hayvanlar için de geçerli. Bu, çok çok zalimce! Muazzam miktarlarda et üreten endüstriyel tarımın, zalim olduğu gerçeğinden kaçamazsınız!

Eğer önsezileriniz bir köpeğe zevk duymak adına işkence etmenizin kötü olduğunu söylüyorsa o zaman bir ineğin ya da tavuğun etini yeme konusunda da kendinizi eleştirebilmelisiniz. Et yemek hayatta kalmak için gereksiz olduğuna, bir alışkanlık ve zevk meselesi olduğuna göre her iki durum da insanın zevk alma hakkını bir hayvanın yaşama hakkından üstün görmektedir. Sirkler, rodeolar, hayvanat bahçeleri, su parkları, hayvan yemek, ürün deneyleri, kürkler, ve deri ürünlerinin hepsi insanlar zevk alsın, konforlu yaşasın, para kazansın diye hayvanlara zarar veriyor, ve işte bu sebeple insanların temel değerleriyle çelişiyorlar.

Liste
Yükleniyor…