#hayaller

Arzu! İnsanın ta can evine işlersin sen; olmaz sanılan şeyleri oldurursun, düşlerle haberleşirsin; nasıl olur? Gerçek olmayanla düşüp kalkarsın, yoklukla arkadaşlık edersin sen; öyleyse gerçek olanlarla birleşebileceğin inanılır bir şey pekala; ve sen Arzu, yasayı çiğneyerek yaptığın bu işi, anlıyorum.

Küçüklüğümden beri fırsatını bulduğum her zaman defterlere, duvarlara bulduğum her yere çizimler yapıyordum. O yaşlardan itibaren amacım bir çizer olmak ve ileride animasyon filmler yapmaktı. İnşaat mühendisliği bölümü okumam bazı koşullandırmalarla gelişti. Bizim zamanımızda doktor veya mühendis olmayana kız vermezlerdi. En seçkin meslekler onlar görünüyordu. O zamanlar çizerlik ya da animasyon yapımcılığı gibi hayal üstü bir alanın para kazandıracağı ya da insanın yaşamını sürdürebileceği bir meslek olarak görünmüyordu.

Çocukken meltem rüzgârı ve Latin müziği eşliğinde bir hamağın üzerinde ağızlıkla soğuk bir içecek içmeyi hayal ederdim fakat meltem rüzgârlarını hayal ederken hayat bize devamlı fırtına gibi esti. Ben de bütün hayallerimi kasırgaya, fırtınaya göre ayarladım.

peki ya düşler ne oluyor [bu 'sürekli yaşama kuramı' gerçekten yaşanmışlar için geçerli olsun, diyelim]; ya kişinin yalnızca düşledikleri, hayalinde yaşadıkları ülkü olarak kurdukları; daha doğrusu yaşattıkları en doğrusu yaşatamadıkları onlar da mı hep yaşar? Evet asıl onlar yaşar hep: yaşamamış olmalarıdır onları yaşatan, sürekli kılan; yaşanıp geçmemiş olmaları yaşama geçememiş olmaları, yaşatır onları.

Liste
Yükleniyor…