#haklar

Bu ülkede sadece Türk ulusu etnik ve ırksal haklar talep etme hakkına sahiptir. Başka hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur. Aslı astarı olmayan propagandalara kanmış, aldanmış, neticede yollarını şaşırmış Doğu Türkleridir.

Polise taş attıkları için çocuklar tutuklanıyor. Bugünkü yöneticiler işine gelmediği zaman çocukları da hapsediyor. Çocukları hapsetmesinler diye, 'Çocuklar bu işlerle uğraşmayın.' demekten başka bir şey gelmiyor elimden. Ayıp oluyor bu da çok; çocukları küçümsemek oluyor. (...) Benim için çocuk, çocuk değildir, bizim gibi insandır. Ben, 'Çocuklar İnsandır' diye de bir kitap yazdım. Çocukları, çocuk diye bunlar küçümsüyorlar, nefret ediyorum bundan. Çocuklar da küçük görünerek normal insan olamıyorlar. Doğal insan yetişmiyor çocuklar. Böyle bir dünyada savaş da durmuyor.

Karşı koymak, herhangi bir demokraside yasal ve temel bir haktır ve çağdaş politikacılar bu olguyu hoşgörü içinde kabullenmelidir. Uyum kurabilme duyusu ve olayların güldüren yönünü kavrama yeteneği bir zayıflık belirtisi değil bir güçlülük belirtisidir.

Hayvanların sömürülmesi modern ekonomiler için ne denli önemli olursa olsun, hayvanları esaret altına almak için öne sürülen faydacı mazeretlerin her biri insanların Auschwitz veya Tuskegee’de köleleştirilmesi ya da üzerlerinde deney yapılması için kullanılması için öne sürülen mazeretler kadar geçersizdir. Hak talepleri faydacı inançları alt eder; zaten hakların işlevi, bireyleri başka birisinin keyfine ya da “toplumun iyiliği için” feda edilmesine karşı korumaktır.

Elbette hayvanlardan farklıyız; hayır, onlar elbette uzay gemisi yapamazlar, hayır onlar matematikten anlamazlar, hayır tabii ki Shelley gibi romantik şiir yazamazlar. Lanet olsun! Siz bir balina gibi yüzebilir misiniz? Kartal gibi uçabilir misiniz? Bir yarasa gibi işitebilir misiniz? Bir kedi kadar güzel misiniz? Bir kedi kadar güzel kokuyor musunuz? Kimlerin hak sahibi olacağı ve kimlerin hak sahibi olamayacağı, kimlerin topluma dahil olup olamayacağı türünden bir ahlaki evrende kriterimizi akıl olarak belirlemek tamamen saçmadır ve ayrımcılıktan başka bir şey değildir! Eğer zürafalar insan ırkı kadar geri kafalı, kendini beğenmiş ve önyargılı olsaydı en az 2 metrelik boynunuz olmadığı sürece hiçbir hakkınız olmayacaktı. Sizi dirikesimle kestikleri, yiyecek olasınız diye kesip biçtikleri, sırf o kadar uzun bir boynunuz yok diye size her türden işkenceyi yaptıkları böylesine emperyalist bir zürafa dünyasında yaşamak ister miydiniz? İşte bizim ahlaki kodumuz böylesine ayrımcı ve önyargılı.

Hayvanların karmaşıklığını, onların ve bizim dünyamız arasındaki derin devamlılıkları takdir etmeyi öğrenirken, onlara daha fazla saygı duymaya ve onlara temel haklarını teslim etmeye başlıyoruz, bunu hak ettiklerini biliyoruz. Her ezilen grup kendini ezenlere karşı özgürlüğünü elde etmek için savaştı; sıra artık hayvanlarda. Kendi adlarına konuşamadıkları için, kendi özgürlüğümüzün hayvanların özgürlüğü uğruna insandan yana taraf tutmayı bırakıp diğer türlere doğru yönelmesi gerekiyor. Hayvanların bir zihni olduğunu kabul ettikçe, kendi zihinlerimizi özgürleştirmeye başlıyoruz.

Aynı nedenlerle hayvanları da aynı şekilde tüketmiyorum kadınlara tecavüz etmiyorum: Başkalarına zulüm uygulamak yanlıştır, savunmasızlığa karşı şiddeti savunulamaz kılmak, başkalarının hakları benim özlemlerimden daha önemlidir.

Liste
Yükleniyor…