#güç

Hayvan hakları, insan türü kimliğine yapılmış bir taarruzdur. Bu taarruz; türcülük pusulasını paramparça ederek, dünyadaki yerini bulmak için kullandığı kozmolojik haritalarını sorgulamaya çağırır insanları. Hayvan hakları, insanların hayvanlar üzerindeki üstünlük iddialarından vazgeçmesini talep eder. İnsanlardan gücün sorumluluk gerektirdiğini, güçlü olmanın haklı olmak olmayabileceğini, ve geniş bir neokorteksin doğal dünyaya tecavüz edip onu yağmalamak için bir mazeret olmadığını idrak etmelerini ister.

Bana göre diktatörler hep haklıdır; asıl onlara boyun eğenlerdir gülünç olan.

Ortalama yetenekteki kişiler için yüksek makamlar tehlikelidir; kendilerini aşmak zorunda kalırlarsa kişilikleri bozulur.

Küçüklerin büyüklük taslaması kadar tehlikeli bir şey yoktur.

Bu hemen hemen bütün devrimlerin sırrı ve liderlerinin trajik yazgısıdır: Hiçbiri kan sevmez ancak kan dökmek zorunda kalırlar.

Gerçek güçlülük, kendi gücünün sınırlarını iyi bilmektir.

Az sayıda insan otoriteye direnmek için gereken kaynaklara sahiptir.

Perde büyülü bir dünyadır. Öyle bir gücü vardır ki, duyguları başka hiçbir sanat formunun yanına bile yaklaşamayacağı bir şekilde ortaya çıkarır.

Cellatlar çoğu kez adaletin maskesiyle ortaya çıkarlar.

Kanunlar örümcek ağlarına benzer: Güçsüz ve hafif şeyler ona yakalanır; daha ağır olanlar ise onu parçalayıp geçer.

Güçlü ve genç kalmanın tek sırrı var, her gün yeni bir şey öğrenmek!

Birçok kudretli şeyler vardır, fakat hiçbiri insan kadar kudretli değildir.

Bir adamı öldürebilirsin ama bir fikri öldüremezsin.

Gerçek daima en güçlü argümandır.

Ölüm korkusu geçmişte ve günümüzde tiranlığın en büyük müttefiki olmuştur.

Aptallık bazen tarihsel güçlerin en büyüğüdür.

Size çok değil iki yıl evvel böyle bir şey yazsam, gülerdiniz muhtemelen. Bir sosyal iletişim ağı, ABD Başkanı’nı susturabilecek güce sahip olabilir miydi? Evet, oldu... ‘’Bilgiye hükmeden dünyaya hükmeder’’ sözü bir kez daha içerik kazanıyor. 70 milyon üzerinde oy alan bir adamın cümleleri buharlaştırılıyor, yok oluyor... ABD Başkanına üzüldüğüm için yazmıyorum bu yazıyı, dünyanın anasını ağlatan bir süper güce bunu yapabilen hiper gücün, dünyaya neler yapabileceğinden, neye mal olabileceğinden söz etmek istiyorum. Dijital imparatorluklar çağı hakkındaki sezgilerim doğrusunu isterseniz pek parlak değil...

Kamusal gücü elinde bulundurana yönelir, muhalif olan.

Bu şehirde vajinanız varsa ve saygın bir konumdaysanız, işte bu ölümcül bir bileşkedir.

Savaşlardan daha güçlüdür aşk.

Güçlü olanın güçsüzü maddi manevi tanklarla, tüfeklerle acımasızca ezip geçtiği, hukukun -ama sana, bana amcamın kızı Süheyla’ya göre değil, evrensel kriterlere göre hukukun- üstünlüğü olmadığından gücünü, dolayısı ile mezalimini, Allah yarattı demeden artırdığı bir düzenden söz ediyoruz.

Bütün büyük dönüşümler, hayata vicdan gözüyle bakan vicdanlı insanların gücüyle gerçekleşir.

Kesin olarak iman etmişimdir ki, müslüman Türk milleti ve onun devleti güçlüyse, İslam dünyası da güçlüdür.

Devlet dediğin şey, birtakım küçük insanların kendilerini olduklarından daha güçlü veya önemli göstermek için kurdukları bir düzenek değil mi? Düşünürsen, hepsi bu.