#güç

Pısırıkların güçlü tarafı insanların gözünden kaçarak hayatta kalmalarıdır.

Küsmek, karşıdakinin kendini benimle tamamlamasının önüne geçerek eksik kalan onu bana mecbur bırakmaktır.

Kişilikte güç belirsizliğe tolerans demektir.

Kuvvetliler tehlike olduğunda, zayıflarsa olacak diye algılar.

İnsanın bencilliği alet kullanmasından gelir ve bu özellik çekiçte kürekte bitmez insanı alet olarak kullanmaya kadar gider.

İnsan karşı koymaya yetecek güç bulmadan saldırganı algılamaz.

İnsanların kendine karşı değil insana karşı cesareti var, halbuki ilki olsaydı, olaylara karşı da cesareti olurdu.

Her "şey" küçülüp atomize oluyor, ülkeler, aileler, kişiler... Şeylerde artık güç yok.

Gizli olan güçlüdür.

Güçlüler kendini yormadan, zayıflarsa helak olarak güç kullanır.

Düşünce kendini bastırmanın amacı, dil silahıdır.

Dünyayı kadınların kurduğunu Maria Theresia'dan anlayın, yaşayan 13 çocuğunu ülkelere kral, kraliçe ve düşes göndererek bütün bir orta Avrupa'yı neredeyse tek başına yapmış

Dünyanın en uzun adamının, kısa boylu Çinlilerin arasından çıktığını öğrendiğimde en büyük gücün çokluk olduğunu anlamıştım.

Cesaretini başkasına değil kendine karşı kullananların yapma gücü olur.

Büyük bir iş en az bir en çok birkaç kez sahtecilik yapmadan, büyük bir adam en az bir ihanet yaşatmadan ortaya çıkamaz.

Bireysel olarak insanlarında "güçsüzlük" kültürü olan toplumların alt gruplarında güçsüzlük duygusunda ortaklığın yarattığı coşkuyla çocuksu bir "güçlülük" duygusu oluşur.

Bir kere yenilin, aksi halde yenilmek korkusu sizi zayıf tutar.

Bazı toplumlarda güçsüzlük kültürü var, güçsüzlük güç olmuş oralarda.

Başarılı adamlar yaşamlarını bütünüyle kontrol etme hayaline ve gücüne sahiptir.

Güce duyulan arzu, tüm tutkuların en aşikar olanıdır.

Sağduyu, kaba kuvvetin üstündedir.

Ne zaman din toplumu yönetmek için kullanıldıysa, din kralların ve diktatörlerin elinde halkı cezalandırmak için her zaman bir araç olarak kullanılmıştır… Diğer taraftan dinin devletten ayrılması ise dünyayı felaketlerden kurtarır ve dini onun takipçilerinin gönlünde korur.

Ne zaman din toplumu yönetmek için kullanıldıysa, din kralların ve diktatörlerin elinde halkı cezalandırmak için her zaman bir araç olarak kullanılmıştır…

Karşı koymak, herhangi bir demokraside yasal ve temel bir haktır ve çağdaş politikacılar bu olguyu hoşgörü içinde kabullenmelidir. Uyum kurabilme duyusu ve olayların güldüren yönünü kavrama yeteneği bir zayıflık belirtisi değil bir güçlülük belirtisidir.