#güç

Ordu, Alman milletinin en güçlü okuluydu. Zaten bütün düşman kininin, milletin koruyucusu olan bu kuruma çevrilmiş olması sebepsiz değildi. Ordu iftiraya uğrarken, kinlere, düşmanlıklara ve mücadelelere hedef olurken, aşağılık adamların hepsine korku telkin ediyordu. Gerçeği ifade için bundan daha güzel bir anıt yapılamazdı. Versay'da uluslararası hırsızların adi istek ve kinlerini ilk önce eski Alman ordusuna çevirmesi, Alman ordusunun, para gücüne karşı milletimizin özgürlüğü için sağlam bir sığınak olduğunu göstermektedir. Bizim milletimize bekçi olan bu kuvvet olmasaydı, Versay bütün ruhu ve detayıyla Almanya için çoktan uygulanmış olurdu. Alman milletinin orduya borçlu olduğu şey tek kelimeyle özetlenmek gerekirse; her şeyi ona borçludur.

Bir milletin var olma gücünü, cansız birtakım silahların bir araya toplanması değil, millî birlik ve varlık hakkında ateşli bir iradenin ve ölümü göze alacak derecede kahramanca bir cesaretin varlığı sağlar.

Her şeyin mücadeleden ibaret olduğu bu dünyada, armağanı bizim kendi samimiyetimizden ibaret olan bir mücadelede eğer kuvvet bulunmazsa, yaşama hakkımızı da kaybetmişiz demektir. Çünkü dünya, tamamıyla kesin çözüm yollarını uygulayan güçlülerin malıdır, yarım önlemler alanların değil.

Bir korkak adamın eline on tabanca verseniz, o korkak gerektiği anda bir tanesini bile kullanamayacağı için tek kurşun bile atamaz. Dolayısıyla bu korkağın elindeki tabancalar, yiğit birinin elindeki topuzdan daha az değerlidir.

Bir kadın düşünün ki, ruhsal hissine, soyut bir akıl yürütmeden çok, tamamlayıcı güç için duyulan tanımlanamaz, duygusal özlem tarafından etki edilsin. Aynı, bu kadının zayıflığa hükmetmek yerine, güçlü bir erkeğe teslim olması gibi, kitleler de, yönetilmeyi yönetmekten daha çok severler. Kendilerine sağlanan liberal özgürlükle karşılaştırıldığında, kendine rakip tanımayan bir doktrin, onları içten içe daha çok tatmin eder; söz konusu özgürlükle kendilerini kaybeder, onunla ne yapacaklarını bilemez ve hatta kendilerini yalnız hissederler.

Aslında ulaşılacak gâye şudur: Gözyaşı döken barışseverlerin salladıkları "zeytin dalları" ile sağlanmış bir barış değil, bütün dünyayı yüksek bir medeniyetin hizmetinde bulunduran bir hâkim milletin üstün kılıcı ile sağlanmış bir barış.

Liste
Yükleniyor…