#gerçekçilik

Ben deli miyim Mecnun gibi bir am için çöllere düşeyim, Verirse verir, vermezse Leyla'yı da sikeyim.

Otuzlardan sonra anladığım bir şey. Bir kere daha söylemiştim aslında, onun arkasındayım hala; mutluluk galiba mutsuzluğa alışma hali. Kardeşim biz bu dünyada mutsuz olacağız bu kesin. Çünkü bizi mutsuz edecek birileri çıkacak, sen ne yapmaya çalışırsan çalış, buna engel olamayacaksın, dediğin zaman tamamdır. Bence mutluluk bu.

Evlilik, gündüzleri çifte hırlama, geceleri çifte horlamadır.

Savaşta ahlak olmaz...

Mutluluğa asla inanmam.

Erdem en ağır topun yanındadır.

Barış demekle dünyada barış olmaz.

Olanaksızlığı, gücün yetmezliğini anlamak da çok büyük bir erdemdir.

Her insan aslında zaaf dolu bir yaratıktır.

Kafa vurarak duvar delinmez.

Yurttaşlar, devrimsiz bir devrim mi isterdiniz?

Neden dünyanın sonu olsun sanki? Sırf bir şey yaşamış olmak için saçma sapan şeyleri düşünemem ben.

İktidara aday partiler gerçekçi olmak zorundadır. Programı, iktidarda, gerçekçilik testine tabi tutabilir, yapacağı her türlü demogojiyi bir gün geri tepebilir... Mümkün olandan fazlasını vaad etmemelidir. Teorik sorunlarından çok somut problemlere önem vermek zorundadır. Çünkü devlet teorilerle yönetilmez.

İnsanlar kusurlu ve sınırlıdır. “Herkes olağanüstü olamaz, toplumda kazananlar ve kaybedenler vardır, olup bitenlerin topu sizin suçunuz değildir ve hayat hakkaniyetli de değildir. r.

Ne bekliyordun ki? Sırf sen birini seviyorsun diye güneş başka bir kırmızıyla mı batacaktı?

İmkânsız olan şeyleri kovalamak deliliktir.

Kendimi tümüyle bir kötümser olarak düşünmüyorum. Bir kötümseri yağmurun yağması için bekleyen bir kişi olarak düşünüyorum. Oysa ben kendimi tümüyle sırılsıklam olmuş hissediyorum.

Varlıkları gerçek boyutlarına eşit temsil edercesine büyük çizin.Küçük çizimlerde tüm büyük zayıflıklar kolayca gizlenir. Büyüklerde ise en küçük zayıflıklar kolayca görülür.

Sosyalizm, ne şeytanları meleğe dönüştürecek, ne de cenneti yeryüzüne indirecektir.

Bu dünyada kötüler var; bazen kötüler hep kötü kalır. Bazen onların karşısına dikilmen gerekir.

Bir şeyin yasaklanması onun bulunmayacağı anlamına gelmez.

Ben, her konuşmamda, seçim meydanlarında nutuk atan ve daima ucuzluk getireceklerinden bahseden ama hiçbir zaman bu ucuzluğu getirmeyen laf ebeleri gibi sizlere ucuzluk vadetmedim. Bilakis sıkıntıdan, pahalılıktan, her sahada tasarruftan, çok üretmekten, dışarıya mal ihraç edebilmekten bahsettim. Milletçe sıkıntılara katlanıyoruz. Bugüne kadar hiç vergi vermeyenler vermeye, az verenler kazançları nispetinde normal vergi vermeye başladılar.

Müzik bize hiçbir şey vermedi, bir milyon borçtan gayrı. Ama vereceğine de söz vermemişti ki...

Biz" düşmüş "melekler değiliz, ne de mükemmel" yarattık".