#geçmiş

İnsan duygusal belleğinde kayda geçmiş “anı”ları tekrar tekrar hatırlayarak acı çeker. Bu yüzden de geçmişte yaşar. Geçmiş ve Gelecekte yaşayan kişi de an’a dikkatini veremez. An’da kendisini, “şimdi ve burada” yaşayamaz. Farkındalık ışığını an’a yöneltemeyen kişi, bir an sonra geçmiş olacak anların karanlığında kalmaya kendisini mahkûm eder. İşte bu karanlık, cehaleti, bencilliği, bağımlılığı doğurur. An’da tüm farkındalığımızla dolu dolu yaşadığımızda hiçbir eksiklik kalmayacağı için bir an sonra “geçmiş” olacak bu an, eksikliği tamamlamak için bizi kendisine geçmişe doğru çekmez. Ve biz yeni bir An’ı deneyimlemek üzere tümüyle özgür oluruz.

Mazi neler yutuyordu neler! Kederlerimizi, götürdüğünden ziyade sevinçlerimizi de gömüyordu. En büyük filozoflarımız bile geçmişle gelecek akımları arasında bizi sürükleyen şimdiden doğacak saadetleri bekleyerek yaşamıyorlar mı? Hayatın aldatıcılığında öyle bir sihir var ki, gelecek zaman, çektireceği bütün felaket ve uğursuzlukları tesirli bir söyleyişle yüzümüze bağırsa, yine maksadının korkunçluğunu anlamak istemeyeceğiz.

Liste
Yükleniyor…