- Henüz kategori yok.
-
TOKİ Sosyal Konut Başvuruları Başladı: 5.000 TL Ücret …09.11.2025
-
Eskişehir'in Dönüşüm Mimarı Yılmaz Büyükerşen'den Duyg…09.11.2025
-
Urla'da Kapsamlı Plan Değişiklikleri: İtirazlar Redded…09.11.2025
-
Beşiktaş'ta Kaleci Hattında Hem Transfer Gündemi Hem D…09.11.2025
-
Twitch, Emiru Saldırısı Sonrası Güvenlik Kusurunu Kabu…09.11.2025
-
Yüzyılın Konut Projesi: Başvuru Koşulları ve Kapsamlı …09.11.2025
-
10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü: Resmi Tatil Durumu ve Eğ…09.11.2025
-
EMEP'li Sevda Karaca'dan İşçi Hakları ve Çocuk Emeği S…09.11.2025
-
Nuggets, Pacers'ı Mağlup Ederken Jokic'ten Yeni Hakem …09.11.2025
-
E.T. Henry Thomas Anılarıyla Zamansız Bir Klasik: İlk …09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#edebiyat
Edebiyat tüm sanatların üzerinde yer alıyor. Yaratılan başyapıtların miktarı ne kadar çok olursa olsun müziğin armonisi bir kitabın kısık sesinin yerini asla tutamaz.
Edebiyat çok iyi bir şeymiş; Derin ve öğretici! İnsanın kalbine güç veriyor. Edebiyat bir resme, daha doğrusu hem resme, hem aynaya benziyor. İhtiraslar, ifade, çok ince tenkit, faydalı dersler vesikalar.
Ben Tolstoy'u okurken hiç yabancılık çekmedim. Tolstoy bize çok yakın. Türkiye'de keşke Tolstoy gibi insan olsaydı. Ama öyle düşünce çamurunun içinde yaşıyoruz ki bırakın Tolstoy'u, Yunus Emre bile çeker giderdi herhalde.
Bedeller ödenmeden, kopuşlar yaşanmadan güzel günlere açılamıyor kapılar... Zaman ve sabır istiyor değişim. İyi ki şiirlerini yazmış Yannis Ritsos. İyi ki romanlarını yazmaya devam ediyor Mario Vargas Llosa... İyi ki varsın İsmail Beşikçi bütün o kitaplarınla...
Hiçbir evin süsü kitaplarla kıyaslanamaz; Onları okumadığınız zamanlarda bile bir odada sürekli eşlik ederler.
Bilim hayatında da en muvaffak insanlar edebiyattan biraz nasibi olanlardır. Çünkü tarih de hayattır. Bu hayatı canlandırmak için bize hakikatler, bize geçmişten bir tablodaki parçalar gibi gelir.
Yazmayı yazmak için severim. Bir insanın nasıl sesi olur da söylerse ben de bir kuş öter gibi yazdım. Yazmak hayatımın büyük bir hazzıdır. Ve katiyen şöhret düşünmezdim. Çocukluğumdan beri içimden çıkmak isteyen bir sanat arzusu vardı. Çocukken de hikâyeler tasavvur eder, o vakit hikâyelerimi bir aktris gibi oynardım. Hiçbir gaye düşünmedim.
Halbuki ben, kalemini çirkefe değil, insan sevgisine batırıp yazanların yazdıkları yazıları severim.
Bir kitabın 300 sayfası saçma sapanlıklarla doludur belki ama 300’üncü sayfada öyle bir paragraf çıkar ki karşına, seni hiç tanımayan bir adamın elini uzatıp kaburgalarını kırdığını ve kalbini söküp çıkararak sana sunduğunu hissedersin. Mucizevi bir şeydir bu, çok değerlidir.
Çok az insan hayal ettiğini yaşar. Çok azı söylediklerini yapar. Yazar, yazdığı kahraman değildir. Balzac olmayan her şey Balzac’ın kitaplarındadır...
Annem arada bir der ki “Evladım, benim de okuyabileceğim şeyler yaz ki atlaya atlaya gitmeyeyim kitabını.
Benim yazdığım hikâyelerde şiddet ve kan var evet; ama dün akşamki haberlerden daha fazla değil.
Hiçbir zaman yaşamı sunmadım. En nesnel yazılarım, değişimi amaçlayan eleştiriler ve kışkırtıcı metinlerdir.