Domuz, burnunu pislikten çıkarmaz, pislik mis kokulu olduğu için değil, burnu pisliğe alıştığı içindir. Çocukluğumda fırınlarda yoksullar görürdüm, bayat ekmek arıyorlardı, daha da fazla vermek istiyorlardı; babama sordum, 'oğlum taze ekmeği mideleri almıyor' diyordu. İşte bugün medyada gördüğümüz eski arkadaşlarımızın hep pisliği savunmaları, sakatlandıkları, artık koku diye sadece pisliği belledikleri içindir; bugün halkımız nerede ise beş duyusunu da kaybettiği için, kendisine müzik diye sunulanları, tiksinmeden dinleyebilmektedir.
- Henüz kategori yok.
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
-
Premier Lig'in Zirve Yarışında Tottenham-Manchester Un…08.11.2025
-
Hull City, Portsmouth Karşısında Evinde Galibiyet Arıy…08.11.2025
-
Sakaryaspor - Serikspor Karşılaşması Öncesi Son Durum …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#duyular
En somut haliyle mutluluk dokunduğumuz koktuğumuz tattığımız şeyler üzerinden gelir.
Gerçekliği, sakat gözler ve kulaklarla algılayan insan, görüngülerin ardındaki kaynağa gereksinme duyar.
Dinlerin bilgi diye niteledikleri veriler, duyularla kazanılmadığından gerçek değil, birer boş sanıdır. Bu nedenle dinsel alanın bilgi sorunuyla bağlantısı yoktur.
Gözler ve kulaklar, onların dilinden anlayacak vicdanda olmayan insanlar için, kötü tanıklardır.
Hayat elle tutulabiliyor, gözle görülebiliyor, kulakla duyulabiliyor, burunla koklanabiliyor ve dile tat verebiliyordu. Ancak bunlar sadece saniyenin yarısı kadar sürüyordu, oysa insan ortalama 65 yıl yaşıyordu.
Kulaklarımızı da gözlerimiz kadar kolay açıp kapayabilseydik ne kadar güzel olurdu!
Tat alma, duyma zevkini, cinsel zevkleri, güzel şeyler görünce içimde uyanan hoş duyguları bir kenara atarsam, iyiyi kötüden nasıl ayırırım bilmiyorum.
Beş duyusu ile donatılmış insan, etrafındaki evreni araştırır ve Macera Bilimini çağırır.
Duyularımız bize asla gerçeği gösteremez, ancak edindikleri algıyı yansıtırlar. Gerçek, duyularımızın çok ötesinde bir şey olmalı.
Kendi duyularımızın doğruluğunu kanıtlamak amacıyla yüce varlığın doğruluğuna başvurmanın fasit daire ile sonuçlanması kaçınılmazdır.
Çoğu hayvanda, insanlarda olduğu gibi, duyuların uyanıklığı yıllar süren çalışmadan, ev içi alışkanlıklardan ve kültürün gelişmesinden sonra azalır.