#duygusallık

Türklerin yaşamadığı, olmadığı, gitmediği çok az ülke kalmıştır. Bu açıdan dünyanın her yerindeki dostlarımızla buluşuyorum. Bunun ayrı bir yeri var ve orada şarkılarımızı söylediğimizde, ülke sınırları içerisindeki sahne performansından çok daha duygulu, özlem dolu bir atmosferle karşılaşıyorum. Doğal olarak bu beni çok mutlu ediyor. Yani şarkılarımızı bir mücevher, hazine olarak düşünürseniz, bunu dünyanın dört bir yanına onun özlemiyle yanıp tutuşan dostlarımıza ulaştırıyor gibi hissediyorum.

Biz duygusal insanlarız taşkınlık genetiğimizde var ve biraz gaza getirilince sosyal medyanın da bokunu çıkardık. Biz kahkaha atarken altına kaçıran, ağlarken kendini yerlere atan; çok sıcağa çok soğuğa dayanan; şerbeti de pul biberi de afiyetle yiyen; sadece Allah'ın referansı var diye hiç tanımadığı insanı evinde günlerce ağırlayabilen; terli bir omuza dayanıp saatlerce coşkuyla halay çeken, Eurovision'u, milli maçı ölüm kalım mücadelesine dönüştüren, gerekirse yer yatağında 7 kişi mışıl mışıl uyuyabilen, hem başta hem sonda birbirini muhakkak iki yanağından öpüp sarılan; komşusuna evini, çiçeğini, çocuğunu emanet eden; her yola çıkana su döküp arkasından dua eden insanlarız biz.

Liste
Yükleniyor…