#dostluk

Elveda dostum benim, elveda
Can dostum seninle dolu göğsüm
Çok önceden belirlenen bu ayrılık
Buluşmayı vaadediyor ilerde bir gün.
Elveda dostum el sıkışmadan, konuşmadan,
Üzülme ve kaşlarını eğme mutsuz.
Ölmek yeni bir şey değil dünyada,
Ama yaşamak da daha yeni değil kuşkusuz.

Sanatçılar, genellikle renkli kişilerdir. Onların yazılıp çizilecek o kadar çok yönleri vardır ki. Nasıl yaşıyor? Nasıl çalışıyor? Dostlarıyla ilişkileri nasıl? Karikatürcülerin yaşamını daha geniş yazabilmek için onları yakından tanımış, yılları onlarla birlikte geçirmiş birinin bunları yazması gerekiyordu. Eh, izin verirseniz, ben de bu şanslı bir-iki kişiden biriyim.

Sanma şâhım / herkesi sen / sadıkâne / yâr olur Herkesi sen / dost mu sandın / belki ol / ağyâr olur Sadıkâne / belki ol / bu âlemde / dildâr olur Yâr olur / ağyâr olur / dildâr olur / serdâr olur.

Tıpkı gümüş yerine kâğıt para gibi, dünyada da gerçek saygı, gerçek dostluk yerine bunların yapmacık gösterileri, olabildiğince de doğal anlatıma büründürülmüş jestleri tedavüldedir. Ama öte yandan, saygıyı ve dostluğu gerçekten hak etmiş kişilerin olup olmadığı da soruya vurulabilir. Ne olursa olsun ben içten bir köpeğin kuyruk sallamasına, bu tür yüz gösteri ve jestten daha çok değer veririm.

Bizi tanıyan ve takdir eden, bizi yargılayan ve aklayan ve aynı sevgi ve hoşgörüye sahip olduğumuz birkaç kişi için yaşamalıyız. Geri kalanını, canlı ya da hüzünlü, sadık ya da yozlaşmış, arkalarında hiçbir iz bırakmayan, hoş ya da nahoş, gelip geçici duygulardan başka hiçbir şey beklenmeyen bir kalabalık olarak görüyorum.

Karanlıkta aylak aylak dolaşarak aradı bir dostum ışığı, ben evimde sıcak çorbama daldırırken kaşığı. Birbirimizi karanlık kamufle etmişti ve durum kötüydü. Diğerlerini ışıklar bronzlaştırdı, tenler ölüydü. Birisi kalbini tâmir ettirdikten sonra hiç ağlamadı. Diğer dostum son yediği kazıktan sonra hiç konuşmadı. Derler ya, ağzını bıçak açmadı, diğer dostum Hakk'a karşı geldi beli bir daha doğrulmadı.

Liste
Yükleniyor…