#dogma

Bir sürü mucize var dünyada ve hepsi de uydurma ama insanlar bunlara inanıyor. Özellikle din öğretisini insanlar çok erken yaşta aldıysa ve hatta bu bir travmayla beraberse ondan kurtulamıyorlar. Öyle ki insanlığın icat ettiği en zararlı şey dindir; tarih boyunca en çok kan dökmüş ve kültür zenginliklerini ortadan kaldırmış en yaygın kurumlar dini kurumlardır.

Daha da kötüsü, epeyi bir süre birlikte yaşamayı başarıyla sürdüren ülkemizde bile yönetimlerce alt kimlik sorunu güçlendirilerek, ayırımcılık körüklenmiş, insanların birbirine saygı ve güveni zayıflatılmıştır. Çünkü bu öğreti ile yetişen dogmatik insanlar, analitik düşünemiyorlar…

Dogma, sorunun köküne ulaşmayı önleyen en önemli çarpık öğreti biçimidir. Bu nedenle dogmanın çukuruna batmış ülkeler, kendi yollarını bulamazlar; onların yol haritalarını, dogmanın kıskacından kurtulmuş sürücüleri çizer. Bu nedenle bu coğrafyada her sorunun çözümü için binlerce kilometre uzaktaki devletler, Müslümanların deyimi ile gâvurlar çağırılmaktadır. Bu coğrafyada hiç kimsenin bir ötekine güveni kalmamıştır.

Ne yazık ki ülkemiz de hızla bu kör döngünün, evrensel değerlerin göz ardı edildiği bir çekişme ve didişmenin içine girmektedir. Dogma ile doğanlar, dogma ile eğitilenler, yönlendirilenler, çok yakın zamanda doğduklarına pişman olacak durumlara düşebilirler.

Dogma sizin dışınızda başka varlıklara sorumlu olduğunuzu, bilim ise insanın kendi vicdanına karşı sorumlu olduğunu öğretir. Dolayısıyla vicdanınızla sürekli baş başa olmanız nedeniyle ahlaksızlıklardan olabildiğince uzak kalmayı başarabilirsiniz. Dogma dışı öğretide günahın sevapla trampası yoktur.

Bir toplumu analitik, özverili, saygılı ve haklara saygılı düşünce yapısına ancak uzun yıllar ödünsüz, dogmadan uzak, bilimle yoğrulmuş sıkı bir eğitimle ulaştırabilirsiniz; kavgacı ve çıkarcı toplum yetiştirme en kolay yoldur.

Dünyamız yakında, yaratıcı, özgür düşünen, dogmadan uzak, temel bilimlerin kurallarını içine sindirmiş, evrensel bilimi içselleştirmiş çocukların dünyası olacaktır. Bunun için izlenecek yol da bellidir. Siz bu çocukların değerli zamanlarından çalıp, din bilgisi altında dogma öğretirseniz, ölmüş kültür ve dilleri eğitimin bir parçası yapmaya kalkışırsanız, namaz başı öğrenmeyi, fizik, kimya, biyoloji, jeoloji derslerinin önüne koymaya kalkışırsanız, bu coğrafyanın insanını aynen göklere çıkardığınız, bilimde ve sanatta hiçbir iz bırakmayan Osmanlı gibi tarihin karanlık sayfalarına gömersiniz.

İnsan, özellikle çocuk duyu organlarının tümü, çevreyi tanımayı, neden sonuç ilişkisini öğrenmeyi, dünyanın neresine giderseniz gidin başka bir insanla anlaşacak, tartışacak; ona bir şeyler verecek, bir şeyler alacak şekilde evrimleşmeyi öngörmüştür. Bu kanallar eğitimsizlikten ya da zorbalıkla ya da yobazlıktan dolayı kapatıldığı oranda kişinin çevreyle bağlantısı zayıflar ya da kesilir. Bu nedenle dogmatikler yeni ortamlarda kendilerini hep huzursuz olarak görür; kendi gibi olmayanları da tehdit algılar.

Çok boyutlu düşünebilmek için dogmatik düşünceleri bir kenara bırakmak gerek. Ama şunu söyleyeyim: Eğer biz değişmeye açık bir toplum olsaydık, kesinlikle Schröder ülkemize “Türkiye’ye girebilmek için” gelecekti.

Bir insan yedi yaşına kadar dogmatik düşüncelerle doldurulmuşsa ondan sonra insan beynini açmak çok zor. Bu nedenle çocuk eğitimi çok önemli. Günahlarla, sevaplarla, cinlerle, perilerle yedi yaşına gelmiş birinin düşünce sistemini değiştiremezsiniz, ancak bilgisini artırabilirsiniz.

Benim evrimsel bir mantığa ve düşünce yapısına sahip olmamı sağlayan babamdır. Annem de babam da namaz kılardı ama babam liseye kadar benim dini eğitim almama izin vermedi. Kuyumcuydu, köylüydü ama iyi bir düşünürdü. Ters bir fikrin de doğru olabileceği fikrini bana aşıladı babam. Dini dogmalara eleştirel gözle bakarak büyüdüm. Zooloji, biyoloji tahsili yapınca da dama taşlarını yerlerine oturtmaya başladım. Bütün çabam bu tabuyu başkalarına da gösterebilmek.

Liste
Yükleniyor…