Petrol, büyük bir derinlikten damıtılmanın ürünüdür ve tüm volkanik hareket kuvvetlerinin altında yattığı ilkel kayalardan çıkar.
- Henüz kategori yok.
-
Tahran ve Çevresinde Güncel Hava Durumu Raporu11.11.2025
-
Bahar Dizisi 58. Bölüm Heyecanı Show TV'de: Canlı Yayı…11.11.2025
-
11 Kasım Salı TV Yayın Akışı: Popüler Diziler ve Progr…11.11.2025
-
Ahmed Şara'dan Tarihi ABD Ziyareti: Yaptırımlar Kalktı…11.11.2025
-
Fenerbahçe'den Golcü Hamlesi: Sörloth Yeniden Süper Li…11.11.2025
-
iPhone 13 Cazibesini Koruyor: İndirimler ve Model Karş…11.11.2025
-
Diyarbakır Kulp'ta Viyadük İnşaatında İskele Çökmesi: …11.11.2025
-
Katar ve Afganistan Tarihi İlk T20I Maçında Karşı Karş…11.11.2025
-
Adalet Bakanı Tunç'tan Demirtaş Kararı ve AİHM Uyum Or…11.11.2025
-
Vasco Da Gama, Rayan'ı Takımda Tutmak İçin Dev Bir Ham…11.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#doğa
Hayal gücümüz yalnızca büyük olanı vuruyor; Fakat doğal felsefenin sevgilisi küçük şeyler üzerinde eşit derecede yansıtmalıdır.
Balıklar ani saldırılarla ölmezler, kendilerinden daha güçlü düşmandan korunamadıkları için ölürler.
Tehlikeli bir dönemde yaşıyoruz, insan kendine hükmetmeyi öğrenmeden doğaya hükmetmeyi öğrendi.
İnsanoğlunun en büyük zaafı, dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanması. Hatta bütün yiyecekleri, hayvanları ve doğayı kendine sunulmuş bir nimet sanıyor. Evren dediğimiz bütün içerisinde, kendisini diğer canlılardan ayrı tutuyor. Çevreyi istediği gibi kullanıyor. Yıkıyor, yok ediyor. Halbuki insanoğlu bu evrende zincirin sadece küçük bir parçası. Bunu reddederek aslında kendisine bir hapishane yaratıyor. İnsanın bu yanılgıdan kurtulması en büyük özgürlük. Tabii bu da tam olarak mümkün olmayabilir ama bu çabanın kendisi de bir özgürlük.
Aslında Dünyaya gelmek değil yaptığımız, Dünyadan çıkmak; tıpkı yaprakların ağaçtan çıkması gibi.
Kuş sesleriyle uyanırsan bir sabah, Doğan güne kaldırırsan başını, Kaynaşan toprağa bakarsın, Toprağı sımsıcak, Ve alabildiğine yumuşak bulursan, Bizi bize sorma sakın, De ki bunlar bir su damlası, De ki rüzgârla boğuşan bir yaprak, De ki bir tohumun boy atması.
Ne gönlümüzün coşkularınadır sözümüz, Ne ölmüş bir aşkın solgunluğuna, Ey gözleri güneş soluğu, Yüreği dağ doruğu doğa, Bu seslenişimiz yalnızca sana, Yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini, Söylenecek sözümüz bitmedi daha.
Dersim'de dağlar, Dağlıktan çıkmazdan önce, Menekşeler saz çalarmış eteklerinde, Papatyalar halay çekermiş, Ve Munzur'un yüreğinde, Sular güneşi oynatırmış köpüklerinde, Şimdi çamlar yaralı Çınarlar yorgun.
Dağa, dereye, doğaya kaçmak gerek, Kaçmak istemişiz uzaklara,Kimselere mendil sallamadan,Kimselerle vedalaşmadan, Kurtulmak istemişiz yalnızcaKentlerin o beton tutsaklığından.
Yüreği dağ doruğu doğa! Ey gözleri güneş soluğu, Yüreği dağ doruğu doğa, Bu sesienişimiz yalnızca sana, Yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini, Söylenecek sözümüz bitmedi daha .
Dinlendiriyor yüreğimi kafamı bedenimi serin okşayışlarıyla doğa Dinliyorum en güzel türküsünü kurdun kuşun Uçmak için kanat aramıyorum.