Eğer dünyada bir İsrail var olmasaydı, bir İsrail icat etmek zorunda kalırdık. İsrail yoksa, dünyada güvende olan tek bir Yahudi de yoktur.
- Henüz kategori yok.
-
MasterChef Türkiye'de Şaşırtan Elenme: Çağlar Veda Etti09.11.2025
-
TCMB'den Altın Ekonomisi Analizi: Yastık Altı Miktarı,…09.11.2025
-
9 Kasım Günlük Burç Yorumları: Gezegenlerin Etkisiyle …09.11.2025
-
TOKİ Yüzyılın Konut Projesi Başvuruları Başladı: E-Dev…09.11.2025
-
İrem Derici ve Melih Kunukçu Aşkında Son Perde: Ayrılı…09.11.2025
-
Aynadaki Yabancı 6. Bölüm: Gerçekler Açığa Çıkıyor, Te…09.11.2025
-
Portekiz Ligi: Santa Clara, Sporting Karşısında Erken …09.11.2025
-
MasterChef Türkiye'de Haftanın Eleme Heyecanı: 7 Kasım…09.11.2025
-
8 Kasım 2025 Çılgın Sayısal Loto Sonuçları Belli Oldu:…09.11.2025
-
Ben Leman'da Gerilim Dorukta: Kaybolan Çocuklar İçin U…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#dış politika
İnsan hakları, dış politikamızın ruhudur, çünkü insan hakları, ulus olma duygumuzun ruhudur.
İttifak içinde hiçbir ülke Ukrayna'ya gerek silah verme, gerek diplomasi ve gerekse başka eylemleri ile Türkiye kadar etkili olamadı.
Sayın Bahçeli, Allah aşkına siz kaç kere Bakü’ye, Bişkek’e, Taşkent’e, Kırım’a, Lefkoşa’ya gittiniz? Sayın Başbakan, Türkiye’nin herhangi bir vilayetine gider gibi buralara gitti.
Son on yıllık dış politikasını daha ziyade ABD ile Rusya'nın bölgedeki çıkar çatışmasının ardına gizleyen, iki gücün bölgedeki çıkar dengeleri arasında tutunmaya çalışan Ermenistan'ın bu politikası artık sıfırı tüketmek üzere, çünkü artık sığınabileceği bir ABD-Rusya gerginliği veya güç çatışması yok.
Hiçbir emperyalist ülke, bir milletin kara kaşı, kara gözü için onu kurtarmaya gitmez. O önce kendi çıkarım düşünür. İşine geldiğinde de anında satar, arkasına bile bakmadan çeker gider.
Ben Amerikalıların Çuval Olayı'nın bizi bu kadar rencide edeceğini de bildiklerini zannetmiyorum. Çünkü onlar için bu çok normal. Göz bağlamak yerine tamamen pratik bir çözüm. Bu çuval da değil, görmesini engelleyecek bir poşet.
ABD, tek taraflı yaptırımlardan uluslararası izolasyona ve hatta askeri işgallere, darbelere kadar pek çok seçeneği yıllarca özellikle yaşadığımız coğrafyada uyguladı. Türkiye'ye karşı da bu yöntemlerin bir kısmını (darbe gibi) uygulamaya çalıştılar. Geçmişte bir nebze başarılı olmuş olabilirler... Ancak 15 Temmuz kanlı darbe girişiminden bu yana karşılarında artık bambaşka bir Türkiye var. İşte tam da bu nedenle, ellerinde başka silah kalmadığı için Türkiye'ye karşı sık sık tehdit ve koşul dilini devreye sokuyorlar.
Ortadoğu'nun üç kilit ülkesi var. Bunlardan ilki olan Mısır'ı darbe ile birlikte 'yola getirmeyi' başardılar. Diğeri İran; onu da nükleer anlaşmayla beraber yaptırımları da kaldırarak içlemeye başladılar. Geriye kaldı 'yalnız ve güzel ülkem' Türkiye.
Arap Baharı döneminde, halklar diktatörleri alaşağı edip yerine kendi istedikleri yönetimleri getirene dek, ABD Türkiye'yi 'model ülke' olarak sundu. Ancak yönetime gelenler, ABDİsrail'în arzu ettiği parti ve gruplar olmayınca darbelerle yönetimler tekrar indirildi ya da Tunus'taki gibi pasifize edildi. Batı'nın beraber çalıştığı askerî faşizm düzenlerine 'demokrasiyi yerine oturtmak' denilirken, o ara Türkiye de birden 'otoriter ülke' kategorisine sokuluverdi. İran-ABD işbirliği bu konjonktürde geldi.
Amerika iki sebeple güçlüdür. İlkincisi ülkesindeki vatan hainlerini bulur, öldürür. İkincisi de diğer ülkelerdeki vatan hainlerini bulur ve kullanır.
“Ermeni tasarısı”nı oylayıp, Türkiye’yi “soykırımcı” gibi göstermek isteyen “ABD Temsilciler Meclisi üyeleri”ne bağıra bağıra şunu söylemek gerekir: “Soykırımcı senin babandır!” Evet, “soykırımın kralı”nı, onların babaları yapmıştır! Amerika’da Kristof Kolomb yapmıştır, Cezayir’de de Gaulle yapmıştır, Irak ve Afganistan’da Bush oğlu Bush, Filistin’de ise Kasap Şaron yapmıştır! “Kıçları meydanda” olan bu “keçi”lerin, bugün kalkıp da “koyun”lara gülmesi, son derece komiktir... Öyle ya; sen önce kendi kıçına, kıçından sarkan “çakıldak”lara bak! Uzun lâfın kısası, önceki günkü oylama; bir anlamda “orospu”ların “namus dersi” vermesine benzemiştir ki; Türkiye’nin “orospu”lardan alacağı “namus dersi”ne ihtiyacı yoktur! Gerekirse, bir “One Minute” de onlara çekeriz!
Rus politikasının bugünkü temeli, Avrasyacılık'tır. Bunu 'Neo-Avrasyacılık' diye daha yumuşak hale getirmiştir. Rusya, 'Polonya'dan, Orta Asya'ya kadar olan milletlerin bulunduğu bölge, kültür bakımından Ruslara bağlı idi asırlarca, bunu ihya etmek lazımdır' düşüncesindedir. Avrasyacılık anlayışı, biz kardeşiz, sizi Rusya olarak Avrupa'da ve Asya'da sizi koruyoruz, kültürümüzü yayıyoruz anlayışı Gorbaçov döneminde bitti. Kırgızistan, Türkmenistan, Ukrayna gibi milletler bağımsızlıklarına kavuştu. Putin'in bütün gayreti Avrasyacılık teorisiyle, Rusya hakimiyetini yine bu bölgelerde ihya etmektir. Rus boyunduruğu altında bu milletleri toplamaktır. Neo-Avrasyacılığın neticesi Türkiye için tehlikedir. Putin'in bugün Kırım'a ordularını gönderme sebebi Çarlık Rusya'sını ihya etmektir.
Türkiye her daim adil Filistin davasına destek vermiştir ve Filistinlilerin bağımsız tam egemen devletlerini kurma, barış, güven ve onurla yaşama çabalarına destek vermeye devam edecektir.
Liberal 'aydınların' Türkiye'yi AB'nin bu tavrına karşı savunması gerekirdi. Oysa onlar, AB üyelik sürecinden yararlanıp, Frantz Fanon'un sömürge aydın tipi gibi, AB'nin ırkçı tavrını içselleştirdiler ve Türk milletinin ve Cumhuriyet'in kimliğini hedef aldılar. Kendi milli kimliklerinin geçmiş travmalar nedeniyle tahrip olmuş olmasından dolayı böyle hareket ettiklerini anlayamadılar. Her şeyi demokrasi, insan hakları ve barış için yaptıklarını sandılar. Kıbrıs sorununda Denktaş'ı haksız, Rumları haklı gördüler. Tarihimizle yüzleşip Ermeni soykırımını kabul etmemizi istediler. Barış için PKK/DTP'nin federasyon tezini desteklediler.
Bugünün NATO'su, müttefiklerinin güvenlik sorunlarını ve endişelerini destekleyen ve bunlara cevap veren bir NATO olmalı. NATO müttefikimiz olan Amerika, bize direkt saldırılarda bulunan bir terör örgütüne silah vermekte. Bu, güvenliğimize desteğin tam aksine, güvenliğimizi tehdit eden bir durum.
Obama yönetimi ne yazık ki bazı açılardan Bush yönetiminin yalnızca bakış açısını değil, hem Bush hem de ondan önce Clinton yönetimleriyle çalışmış dış politika uzmanlarını da miras aldı. Amerikan hegemonyası, Amerikan hakimiyeti vizyonu sürüyor.