Demokrasiyi Hristiyanlıkla aynı kefeye koyamayız çünkü dünyadaki en büyük demokrasi Hindistan'dır, ki bu da esas olarak Hindu'dur. Üçüncü en büyük demokrasi İslami olan Endonezya'dır. Demokrasi ve özgürlük, Hıristiyan inançlarına bağlı değildir.
- Henüz kategori yok.
-
Hande Doğandemir'den Evlilik Sinyali: Parmağındaki Tek…11.11.2025
-
Eurolig Heyecanı: TJ Shorts'un Panathinaikos ile Paris…11.11.2025
-
Demet Evgar'dan İbrahim Selim ile Bu Gece'de Gündem Ya…11.11.2025
-
11 Kasım Süper Loto Çekiliş Sonuçları Açıklandı: Büyük…11.11.2025
-
Bahar Dizisi 58. Bölümde Gerilim Tırmanıyor: İşte Deta…11.11.2025
-
Kral Kaybederse'de Kenan'ın Saplantılı Takibi ve Fadi'…11.11.2025
-
Fenerbahçe Beko, EuroLeague'de Maccabi Tel Aviv'i Alma…11.11.2025
-
Robert Lewandowski'nin Barcelona Geleceği Belirsizliği…11.11.2025
-
Sağlık Bakanlığı İŞKUR 2.764 İşçi Alımı Kura Çekilişi …11.11.2025
-
Anadolu Efes, EuroLeague'de Virtus Bologna Deplasmanın…11.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#din
Dünya düzenininTanrıile hiçbir ilgisi olmadığını veTanrı'nın dünyayla hiçbir ilgisi olmadığını öğrendim. Bunun nedeni oldukça basitti.Tanrıyoktu. Kurnaz din adamları O'nu aptal, batıl inançlı insanları kandırabilmek için icat etmişlerdi.
Sovyet komiserleri söylendiği gibi kiliseleri yerle bir edip din adamlarını öldürüp inananları ipe göndereceklerse zaten Kızıl Ordu'nun bu savaşı kazanmak konusunda küçücük bir şansı bile yok demekti.
Din, bu ilkel insanları katolik ve ortodoks diye ikiye ayırmış, birbirine düşürmüştü. Boş inançlar ve salgın hastalıklardan başka da kazançları yoktu bu işten. Kara cahil ve vahşi olmaları kaçınılmaz şeydi.
İyi de neler olacağına madem Tanrı kendisi karar veriyordu, o zaman neden bu köylüler kaderleri konusunda bu kadar endişeliydiler, kiliselere din adamlarına bu kadar bel bağlıyorlardı.?
Kendi gücüne inancı olmadığı için Tanrı kavramına sığınıp ona inanmayı seçen, dünyanın doğal işleyişini kavramaktan yoksun cahil insanları kandırmak için uydurulmuş masallardı.
Öte yandan da aslında din adamlarının kendilerinin de Tanrı'ya inanmayıp, onu diğer insanları kandırmak için kullandıklarına inanmakta güçlük çekiyordum.
Tanrı diye bir şey yoktu batıl ve boş inançlı aptalları kandırmak için cin fikirli din adamlarının uydurduğu bir şeydi Tanrı.
İyilik ve güzelliklere, dualara, mihrapların, papazların ve nihayet Tanrı'nın gücüne inanmıştım da ne olmuştu?
Başlangıçta insanların Tanrılardan başka kralları, teokratik hükümetten başka hükümetleri yoktu.
Din konusunda insanlar büyük çocuklardır. Bir din ne kadar saçmalık ve mucizelerle dolu olursa, halkın ruhu üzerinde o oranda tahakküm hakkı kazanır. Sofu, bönlüğüne hiçbir sınır koymamak zorunda olduğuna inanır. Bir şey ya da şeyler ne kadar çok anlaşılmaz olursa, halka o oranda ilahi görünür. Bu şeyler ne kadar az inanılabilir olursa, bunlara inanan sıradan insanlar, o oranda erdem ve üstünlükler olduğunu sanır.
Din açık olsaydı, cahiller için daha az çekici olurdu. Onlar için, karanlık ve esrarlı şeyler, korkular, masallar, kerametler ve sürekli olarak beyinlerini işletecek, yoracak, akla sığmaz şeyler gereklidir. Romanlar, inanılmaz cin ve cadı hikayeleri, sıradan insan ruhu için, gerçek tarihlerden daha çekicidir.
Din, insanların sınırlı zekalarını, kendileri için anlaşılması olanaksız olan bir şeyle meşgul etme sanatıdır.
Allah ve din hakkında her yerde var olan çeşitli ve çelişkili fikirler kanıtlar ki, Allah ve din, hayalgücünün ham hayallerinden başka bir şey değildir.
Akıl, insanı din yokluğuna ve ateizme sevk eder, çünkü din saçmadır ve rahiplerin allah'ı kötü ve korkunçtur.
Bütün dinler hoşgörüsüzdür, vicdan özgürlüğünü kabul etmez ve dolayısıyla iyiliğin ve güzelliğin yıkıcısıdır.
Dini ilkelerin tek hedefi, hükümdarların zorbalıklarını güçlendirmek ve milletleri bunlara kurban etmektir.
Dini düşüncelerin başlangıcı, genellikle vahşi milletlerin henüz çocukluk halinde bulunduğu dönemdir.
Her din, çelişkileri sır aracıyla birleştirmek için hayal edilmiş bir sistemden başka bir şey değildir.
Dinin yerine felsefe geçseydi, evrende ne kadar mutlu ve büyük devrimler gerçekleşirdi.
Baskı yönetimi için, dinin himayesi, halkın elem ve galeyanına karşı zayıf bir kuşatmadır.
Eski ve yeni dinler, soyut kuruntularını ve gülünç ayinlerini hep birbirlerinden almıştır.